 |
|
 |
Kütüb-i Sitte |
 |
A
B
C
Ç
D
E
F
G
Ğ
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z |
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kıyamet Ve Kıyametle İlgili
Meseleler Bölümü
|
Konu
|
|
Şefaat Hakkında
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Her peygamberin müstecab (Allah'ın kabul edeceği) bir duası vardır.
Her peygamber o duayı yapmada acele etti. Ben ise bu duamı kıyamet gününde,
ümmetime şefaat olarak kullanmak üzere sakladım (kullanmayı ahirete bıraktım).
Ona inşaallah, ümmetimin şirk koşmadan ölenleri nail olacaktır."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Da'avat 1, Tevhid
31; Müslim, İman 334, (198); Muvatta, Kur'an 26, (1, 212); Tirmizi, Daavat
141, (3597)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kıyamet Ve Kıyametle İlgili
Meseleler Bölümü
|
Konu
|
|
Şefaat Hakkında
|
Râvi
|
|
Cabir
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir." [Tirmizi,
şu ziyadeyi kaydeder: "Hz. Cabir (ra) dedi ki: "Kebair (büyük
günah) ehli olmayanın şefaate ne ihtiyacı var!"]
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Kıyamet 12,
(2437); Ebu Davud, Sünnet 23, (4739); İbnu Mace, Zühd 37, (4310)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kıyamet Ve Kıyametle İlgili
Meseleler Bölümü
|
Konu
|
|
Şefaat Hakkında
|
Râvi
|
|
Enes
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Kıyamet gününde, insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Adem
aleyhisselam'a gelip: "Evlatlarına şefaat et!" diye talepte
bulunacaklar. O ise: "Benim şefaat yetkim yok. Siz İbrahim
aleyhisselam'a gidin! Çünkü o Halilullah'tır" diyecek. İnsanlar Hz.
İbrahim'e gidecekler. Ancak o da: "Ben yetkili değilim! Ancak Hz. İsa'ya
gidin. Çünkü o Ruhullah'tır ve O'nun kelamıdır!" diyecek. Bunun üzerine
O'na gidecekler. O da: "Ben buna yetkili değilim. Lakin Muhammed (sav)'e
gidin!" diyecek. Böylece bana gelecekler. Ben onlara: "Ben şefaate
yetkiliyim!" diyeceğim. Gidip Rabbimin huzuruna çıkmak için izin talep
edeceğim. Bana izin verilecek. Önünde durup, Allah'ın ilham edeceği ve şu
anda muktedir olamayacağım hamdlerle Allah'a medh u senada bulunacak, sonra
da Rabbime secdeye kapanacağım. Rabb Teala: "Ey Muhammed! Başını kaldır!
Dilediğini söyle, söylediğine kulak verilecek. Ne arzu ediyorsan iste,
talebin yerine gelecektir! Şefaatte bulun, şefaatin kabul edilecektir!"
buyuracak. Ben de: "Ey Rabbim! Ümmetimi, ümmetimi istiyorum!"
diyeceğim. Rab Teala: "(Çabuk onların yanına) git! Kimlerin kalbinde
buğday veya arpa denesi kadar iman varsa onları ateşten çıkar!" diyecek.
Ben de gidip bunu yapacağım! Sonra Rabbime dönüp, önceki hamd u senalarla hamd
ve senalarda bulunacağım, secdeye kapanacağım. Bana, öncekinin aynısı
söylenecek. Ben de: "Ey Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!" diyeceğim. Bana
yine: "Var, kimlerin kalbinde hardal danesi kadar iman varsa onları da
ateşten çıkar!" denilecek. Ben derhal gidip bunu da yapacak ve Rabbimin
yanına döneceğim. Önceki yaptığım gibi yapacağım. Bana, evvelki gibi:
"Başını kaldır!" denilecek. Ben de kaldırıp: "Ey Rabbim!
Ümmetim! Ümmetim!" diyeceğim. Bana yine: "Var, kalbinde hardal
danesinden daha az miktarda imanı olanları da ateşten çıkar!" denilecek.
Ben gidip bunu da yapacağım. Sonra dördüncü sefer Rabbime dönecek, o
hamdlerle hamd u senada bulunacağım, sonra secdeye kapanacağım. Bana:
"Ey Muhammedi Başını kaldır ve (dilediğini) söyle, sana kulak verilecektir!
Dile, talebin verilecektir! Şefaat et, şefaatin kabul edilecektir!"
denilecek. Ben de: "Ey Rabbim! Bana Lailahe illallah diyenlere şefaat
etmem için izin ver!" diyeceğim. Rabb Teala: "Bu hususta yetkin
yok! -veya: Bu hususta sana izin yok!- Lakin izzetim, celalim, kibriyam ve
azametim hakkı için lailahe illallah diyenleri de ateşten çıkaracağım!"
buyuracak."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Tevhid 36, 19, 37,
Tefsir, Bakara 1, Rikak 51; Müslim, İman 322, (193)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kıyamet Ve Kıyametle İlgili
Meseleler Bölümü
|
Konu
|
|
Şefaat Hakkında
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Biz bir davette Resulullah
ile beraberdik. Ona sofrada hayvanın ön budu(ndan bir parça) ikram edildi.
Bud hoşuna giderdi. Ondan bir parça ısırdı ve: "Ben kıyamet günü
ademoğlunun efendisiyim! Acaba bunun neden olduğunu biliyor musunuz?
(Açıklayayım): "Allah o gün, öncekileri ve sonrakileri tek bir düzlükle
toplar. Bakan onlara bakar, çağıran onları işitir. Güneş onlara yaklaşır. Gam
ve sıkıntı, insanların tahammül edemeyecekleri ve takat getiremeyecekleri
dereceye ulaşır. Öyle ki insanlar: "içinde bulunduğumuz şu hali görmüyor
musunuz, sizlere şefaat edecek birini görmüyor musunuz?" demeye
başlarlar. Birbirlerine: "Babanız Adem var!" derler ve ona gelerek:
"Ey Adem! Sen insanların babasısın. Allah seni kendi eliyle yarattı,
kendi ruhundan sana üfledi. [Bütün isimleri sana öğretti]. Meleklerine senin
önünde secde ettirdi. Seni cennete yerleştirdi. [Allah katında itibarın,
makamın var.] Rabbin nezdinde bizim için şefaatte bulunmaz mısın? Bizim şu
halimizi, başımıza şu geleni görmüyor musun?" derler. Adem aleyhisselam
da: "Bugün Rabbim çok öfkelidir, daha önce bu kadar öfkelenmedi. Bundan
sonra da böylesine öfkelenmeyecek. (Esasen şefaate benim yüzüm yok, çünkü,
cennette iken, Allah) beni o ağaca yaklaşmaktan men etmişti. Ben, bu yasağa
asi oldum. [Ben cennette iken işlediğim günah sebebiyle cennetten çıkarıldım.
Bugün günahlarım affedilirse bu bana yeter]. Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden
başkasına gidin. Nuh aleyhisselam'a gidin!" diyecek. İnsanlar Nuh
aleyhisselam'a gelecekler: "Ey Nuh! sen yeryüzü ahalisine gönderilen
resullerin ilkisin. Allah seni çok şükreden bir kul (abden şeküra) diye
isimlendirdi. İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musun? Başımıza gelenleri
görmüyor musun? Rabbin nezdinde bizim için şefaatte bulunmaz mısın?"
diyecekler. Nuh aleyhisselam da şöyle diyecek: "Bugün Rabbim çok
öfkelidir. Daha önce hiç bu kadar öfkelenmedi, bundan sonra da böylesine
öfkelenmeyecek! Benim bir dua hakkım vardı. Ben onu kavmimin aleyhine (beddua
olarak) yaptım. Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin. İbrahim
aleyhisselam'a gidin!" diyecek. İnsanlar İbrahim aleyhisselam'a
gelecekler: "Ey İbrahim! Sen Allah'ın peygamberi ve arz ahalisi içinde
yegane Halilisin. Bize Rabbin nezdinde şefaat et! İçinde bulunduğumuz şu hali
görmüyor musun?" diyecekler. İbrahim aleyhisselam onlara: "Rabbim
bugün çok öfkeli. Bundan önce bu kadar öfkelenmemişti, bundan sonra da bu
kadar öfkelenmeyecek. (Şefaat etmeye kendimde yüz de bulamıyorum. Çünkü ben)
üç kere yalan söyledim!" deyip, bu yalanlarını birer birer sayacak. Sonra
sözlerine şöyle devam edecek: "Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına
gidin! Musa aleyhisselam'a gidin!" İnsanlar, Hz. Musa aleyhisselam'a
gelecekler ve: "Ey Musa! Sen Allah'ın peygamberisin. Allah seni,
risaletiyle ve hususi kelamıyla insanlardan üstün kıldı. Bize Allah nezdinde
şefaatte bulun! İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?" diyecekler.
Hz. Musa da: "Bugün Rabbim çok öfkelidir. Daha önce böylesine
öfkelenmedi, bundan sonra da böylesine öfkelenmeyecek. (Esasen Rabbim
nezdinde şefaate yüzüm de yok. Çünkü) ben, öldürülmesi ile emrolunmadığım bir
cana kıydım. [...Bugün ben mağfirete mazhar olursam bu bana yeterlidir.]
Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Hz. İsa aleyhisselam'a
gidin!" diyecek. İnsanlar Hz. İsa'ya gelecekler ve: "Ey İsa, sen
Allah'ın peygamberisin ve Meryem'e attığı bir kelamısın ve kendinden bir
ruhsun. Üstelik sen beşikte iken insanlara konuşmuştun. Rabbin nezdinde bize
şefaat et! İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musun?" diyecekler! Hz.
İsa aleyhisselam da: "Bugün Rabbim çok öfkeli. Daha önce bu kadar
öfkelenmedi, bundan böyle de hiç bu kadar öfkelenmeyecek!" diyecek. -Hz.
İsa şahsıyla ilgili bir günah zikretmeksizin- ( Bir başka rivayette):
["Beni, Allah'tan ayrı bir ilah edindiler. Bugün bana mağfiret edilirse bu
bana yeter."] Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Muhammed
aleyhissalatı vesselam'a gidin!" diyecek. İnsanlar Muhammed (sav)'e
gelecekler, bir diğer rivayette: "Bana gelirler!" denmiştir- ve:
"Ey Muhammed! Sen Allah'ın peygamberisin, bütün peygamberlerin
sonuncususun. Allah senin geçmiş, gelecek bütün günahlarını mağfiret buyurdu.
Bize Rabbin nezdinde şefaatte bulun. Şu içinde bulunduğumuz hali görmüyor
musun?" diyecekler. Bunun üzerine ben Arş'ın altına gideceğim. Rabbim
için secdeye kapanacağım. Derken Allah, benden önce hiç kimseye açmadığı medh
u senaları benim için açacak [Ben onlarla Rabbime medh u senalarda
bulunacağım]. Sonra: "Ey Muhammed başını kaldır ve iste! (İstediğin)
sana verilecek! Şefaat talep et! Şefaatin yerine getirilecek!"
denilecek. Ben de başımı kaldıracağım ve: "Ey Rabbim ümmetim! Ey Rabbim
ümmetim! Ey Rabbim ümmetim!" diyeceğim. Bunun üzerine: "Ey
Muhammed! Ümmetinden, üzerinde hesap olmayanları cennet kapılarından sağdaki
kapıdan içeri al! Esasen onlar diğer kapılarda da insanlara
ortaktırlar!" denilecek." Resulullah sonra şöyle buyurdular:
"Nefsim kudret elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun. Cennet
kapısının kanatlarından iki kanadının arasındaki mesafe Mekke ile Hacer
arasındaki veya Mekke ile Busra arasındaki mesafe kadardır." Hz. İbrahim
aleyhisselam'ın kıssasıyla ilgili bir rivayette şu ziyade var: [Hz. İbrahim,
(insanlar, şefaat etmesi için kendine geldikleri zaman, Allah'a şefaat
talebinde bulunmasına mani olan üç günahı olarak yıldızlar hakkında
sarfettiği "İşte bu Rabbim" (En'am 76) sözünü, atalarının putları
hakkında sarfettiği "Belki de bu (putları kırma) işini onların en büyüğü
yapmıştır" (Enbiya 63) sözünü ve bir de: "Ben gerçekten
hastayım" (Saffat 89) sözünü zikretti."]
|
Kaynak
|
|
Buhari, Enbiya 3, 8,
Tefsir, Beni İsrail 5; Müslim, İman 327, (194); Tirmizi, Kıyamet 11, (2436)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kıyamet Ve Kıyametle İlgili
Meseleler Bölümü
|
Konu
|
|
Şefaat Hakkında
|
Râvi
|
|
Yezid İbnu Süheyb el-Fakir
|
Hadis
|
|
Haricilerin görüşlerinden
biri içime işlemişti, haccetmek, sonra da (propaganda yapmak üzere)
insanların karşısına çıkmak arzusuya, kalabalık bir grup içerisinde yola
çıktık. Medine'ye uğradık. Orada Cabir İbnu Abdillah (ra), insanlara hadis
rivayet ediyordu. Bir ara cehennemlikleri zikretti. Ben: "Ey
Resulullah'ın arkadaşı! Sen ne konuşuyorsun? Halbuki Allah Teala hazretleri:
"(Ey Rabbim!) Ateşe kimi atarsan mutlaka onu rezil rüsvay edersin"
(Al-i imran 192); "Ateşten her çıkmak isteyişlerinde oraya geri çevrilirler"
(Secde 20) buyurmaktadır" dedim. Hz. Cabir: "Sen Kur'an'ı okuyor
musun?" dedi. Ben de: "Evet!" dedim. "Öyleyse onun
evvelini oku! Çünkü o, küffar hakkındadır!" dedi ve sonra ilave etti:
"Sen, Allah'ın Muhammed (sav)'i dirilteceği makam-ı mahmudu işittin
mi?" "Evet!" dedim. Dedi ki: "O, Muhammed (sav)'e mahsus
mahmud makamdır. Allah Teala hazretleri o makamın hatırına, cehennemden
çıkaracaklarını çıkarır!" (Hz. Cabir) sonra, sırat köprüsünün konuluşunu
ve üzerinden insanların geçişini tavsif etti. Biz: "Bu ihtiyarın,
Aleyhissalatu vesselam hakkında yalan söyleyeceğini mi zannedersiniz?"
dedik ve Haricilikten rücu ettik. Hayır! Vallahi bizden bir kişiden başka,
Haricilikte kalan olmadı.
|
Kaynak
|
|
Müslim, İman 320, (191)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kıyamet Ve Kıyametle İlgili
Meseleler Bölümü
|
Konu
|
|
Şefaat Hakkında
|
Râvi
|
|
Enes
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Kıyamet günü, cehennemliklerin, dünyada en müreffeh olanı
getirilerek ateşe bir kere batırılacak. Sonra: "Ey ademoglu, denilecek.
(Cehennemde) hiç nimet gördün mü? Sana hiç hayır uğradı mı ?"
"Hayır! Ey Rabbim, vallahi hayır!" diyecek. Sonra cennetliklerden
dünyada en fakir olan getirilecek. O da cennete bir sokulup, çıkarılacak ve
kendisine: "Ey ademoglu (cennette) hiç fakirlik gördün mü, hiç sıkıntı
çektin mi?" denilecek. Oda: "Hayır! Vallahi ya Rabbi! Başımdan hiç
fakirlik geçmedi, hiçbir sıkıntı çekmedim" diyecek."
|
Kaynak
|
|
Müslim, Münafıkun 55,
(2807)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kıyamet Ve Kıyametle İlgili
Meseleler Bölümü
|
Konu
|
|
Şefaat Hakkında
|
Râvi
|
|
Enes
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Allah Teala hazretleri azabı en hafif olan cehennemliğe: "Eğer
dünya her şeyiyle senin olsaydı, şu azabdan kurtulmaya bedel, fidye olarak
verir miydin?" diye soracak. Adam: "Evet!" diyecek. Rabb Teala
bunun üzerine: "Sen daha Hz. Adem'in sulbünde iken ben senden bundan
daha hafifini istemiş: "Bana hiçbir şeyi ortak kılma da seni ateşe
sokmayayım, cennete koyayım" demiştim. Sen buna yanaşmadın, şirke
girdin" buyuracak."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Rikak 51, 49,
Enbiya 1; Müslim, Münafikun 51, (2805)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kıyamet Ve Kıyametle İlgili
Meseleler Bölümü
|
Konu
|
|
Şefaat Hakkında
|
Râvi
|
|
İbnu Ömer
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Cennetlikler cennette, cehennemlikler de cehennemde oldukları zaman
ölüm getirilir. Cennetle cehennemin arasına konup orada kesilir. Sonra bir
münadi nida eder: "Ey ehl-i cennet! Artık ebediyet var, ölüm yok! Ey
ehl-i nar! Artık ebediyet var, ölüm yok! Cennetliklerin süruru bununla daha
da artar. Cehennemliklerin de hüznü artar."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Rikak 50, 51;
Müslim, Cennet 43, (2850)
|
|
|
|
|
Önceki Konu
Sonraki Konu
Sayfa Başı |
|
|
 |
 |
|
 |
Ziyaretçi: Sitede şu anda 0 üye ve 239 misafir
olmak üzere toplam 239 kişi bulunuyor. |
İstatistikler: Bugün Tekil: Çoğul: Toplam: Bugün Üye: Dün: Toplam: Dün Tekil:
Çoğul: |
Kim Nerede: Misafir1, Misafir2, Misafir3, Misafir4, Misafir5, Misafir6, Misafir7, Misafir8, Misafir9, Misafir10, Misafir11, Misafir12, Misafir13, Misafir14, Misafir15, Misafir16, Misafir17, Misafir18, Misafir19, Misafir20, Misafir21, Misafir22, Misafir23, Misafir24, Misafir25, Misafir26, Misafir27, Misafir28, Misafir29, Misafir30, Misafir31, Misafir32, Misafir33, Misafir34, Misafir35, Misafir36, Misafir37, Misafir38, Misafir39, Misafir40, Misafir41, Misafir42, Misafir43, Misafir44, Misafir45, Misafir46, Misafir47, Misafir48, Misafir49, Misafir50, Misafir51, Misafir52, Misafir53, Misafir54, Misafir55, Misafir56, Misafir57, Misafir58, Misafir59, Misafir60, Misafir61, Misafir62, Misafir63, Misafir64, Misafir65, Misafir66, Misafir67, Misafir68, Misafir69, Misafir70, Misafir71, Misafir72, Misafir73, Misafir74, Misafir75, Misafir76, Misafir77, Misafir78, Misafir79, Misafir80, Misafir81, Misafir82, Misafir83, Misafir84, Misafir85, Misafir86, Misafir87, Misafir88, Misafir89, Misafir90, Misafir91, Misafir92, Misafir93, Misafir94, Misafir95, Misafir96, Misafir97, Misafir98, Misafir99, Misafir100, Misafir101, Misafir102, Misafir103, Misafir104, Misafir105, Misafir106, Misafir107, Misafir108, Misafir109, Misafir110, Misafir111, Misafir112, Misafir113, Misafir114, Misafir115, Misafir116, Misafir117, Misafir118, Misafir119, Misafir120, Misafir121, Misafir122, Misafir123, Misafir124, Misafir125, Misafir126, Misafir127, Misafir128, Misafir129, Misafir130, Misafir131, Misafir132, Misafir133, Misafir134, Misafir135, Misafir136, Misafir137, Misafir138, Misafir139, Misafir140, Misafir141, Misafir142, Misafir143, Misafir144, Misafir145, Misafir146, Misafir147, Misafir148, Misafir149, Misafir150, Misafir151, Misafir152, Misafir153, Misafir154, Misafir155, Misafir156, Misafir157, Misafir158, Misafir159, Misafir160, Misafir161, Misafir162, Misafir163, Misafir164, Misafir165, Misafir166, Misafir167, Misafir168, Misafir169, Misafir170, Misafir171, Misafir172, Misafir173, Misafir174, Misafir175, Misafir176, Misafir177, Misafir178, Misafir179, Misafir180, Misafir181, Misafir182, Misafir183, Misafir184, Misafir185, Misafir186, Misafir187, Misafir188, Misafir189, Misafir190, Misafir191, Misafir192, Misafir193, Misafir194, Misafir195, Misafir196, Misafir197, Misafir198, Misafir199, Misafir200, Misafir201, Misafir202, Misafir203, Misafir204, Misafir205, Misafir206, Misafir207, Misafir208, Misafir209, Misafir210, Misafir211, Misafir212, Misafir213, Misafir214, Misafir215, Misafir216, Misafir217, Misafir218, Misafir219, Misafir220, Misafir221, Misafir222, Misafir223, Misafir224, Misafir225, Misafir226, Misafir227, Misafir228, Misafir229, Misafir230, Misafir231, Misafir232, Misafir233, Misafir234, Misafir235, Misafir236, Misafir237, Misafir238, Misafir239,
|
 |
Reklamlar: |
|
Faruki.net |
 |