|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Osman İbnu Ebi Hazım
|
Hadis
|
|
Osman İbnu Ebi Hazım,
babası vasıtasıyla dedesi Sahr (ra)'dan rivayet ediyor: "Resulullah
(sav) Taife karşı gazveye çıkmıştı. Sahr bunu işitir işitmez, Resulullah
(sav)'a imdad etmek üzere bir grup atlıyla hareket etti. Ancak, Resulullah
(sav)'ı fetih yapmadan geri dönmüş buldu. Sahr, o gün Allah'a yemin ederek:
"Şu Kasr, Resulullah (sav)'ın hükmüne boyun eğmedikçe kuşatmayı
kaldırmayacağım" dedi ve oradan ayrılmadı. Nihayet içeridekiler
Resulullah (sav)'ın hükmüne boyun eğdiler. Sahr, Resulullah (sav)'a şöyle
yazarak durumu bildirdi: "Emma ba'd: Ey Allah'ın Resulü! Sakif senin
hükmüne boyun eğmiştir. Ben, onları süvariler arasında getiriyorum."
Resulullah (sav) "Es-salatu Camiatun" diye nida edilmesini emretti.
Kahraman (yani Sahr) için: "Rabbim, şu kahramana atlarını adamlarını
mübarek kıl!" diye on kere dua etti. Derken halktan bir grup Resulullah
(sav)'ın yanına geldi. Muğire İbnu Şu'be söz alıp: "Ey Allah'ın Resulü!
Sahr, halamı yakaladı. Halbuki halam Müslümanların girdiği şeye (imana) girmişti"
dedi. Resululah (sav) onları çağırıp: "Ey Sahr, bir kavm Müslüman oldu
mu, artık kanlarını da mallarını da korumuş olurlar. Muğire'ye halasını iade
et!" dedi. O da kadını ona iade etti. Sahr, Beni Süleym'e ait olan bir
suyu Hz. Peygamber (sav)'den istedi. Beni Süleym, İslam'dan kaçarak bu suyu
terketmişti. Sahr: "Ey Allah'ın Resulü, beni ve kavmimi oraya
yerleştir!" dedi. Resulullah (sav): "Pekala!" dedi ve onu
oraya yerleştirdi: Sonra Süleymiler Müslüman oldular ve Sahr'a gelip suyu
kendilerine iade etmesini söylediler. Sahr, buna imtina edince Süleymiler,
Resulullah (sav)'a başvurdular: "Ey Allah'ın Resulü, biz Müslüman olduk,
suyumuzu idde etmesi için Sahr'a geldik. O imtina edip vermedi" dediler.
Resulullah (sav) Sahr'ı çağırttı. Gelince: "Ey Sahr, bir kavm Müslüman
olunca mallarını ve kanlarını korurlar, bunlara sularını geri ver!" diye
emretti. Sahr: "Başüstüne ey Allah'ın Resulü!" dedi. Ravi der ki:
"Ben Resulullah (sav)'ın yüzünün bu sırada suyu Sahr'dan geri almaktan
duyduğu haya sebebiyle genç kızın yüzü gibi kızardığını gördüm."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 36, (3067)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Zeyd İbnu Abdillah
|
Hadis
|
|
Biz Basra'da Mirbed denen
yerde idik. Saçları dağınık, bir adam geldi, elinde kırmızı renkli bir deri
parçası vardı. Kendisine: "Köylüsün galiba." dedik.
"Evet!" dedi. "Elindeki şu deri parçasını bize ver (de ne var
bir bakalım)!" dedik. Hemen alıp içindekini okuduk. Şu yazılı idi:
"Allah'ın Resulü Muhammed'den Beni Züheyr İbnu Kays'a. Siz, şayet
Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna
şehadet eder, namaz kılar, zekat verir, ganimetten beşte biri, Peygamber'in
hissesini ve 'safiyy payı'nı eda ederseniz, sizler Allah ve Resulü'nün
emanıyla emniyette olursunuz." Biz: "Bu mektubu size kim
yazdı?" diye sorduk. "Resulullah (sav)" dedi.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 21,
(2999); Nesai, Fey 1, (7, 134)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Amir İbnu Şehr
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) (peygamber
olarak ortaya) çıktığı zaman, Hamdan kabilesi bana: "Gidip şu adam
hakkında araştırıp bize haber getirebilir misin? Şayet bizim adımıza memnun
kalırsan biz de onu kabul ederiz, şayet beğenmediğin bir husus olursa biz de
reddederiz" dediler. Ben de: "Pekala!" dedim. Yola çıkıp Hz.
Peygamber (sav)'in yanına kadar geldim. (Gördüm, inceledim ve) memnun kaldım.
Kavmim de Müslüman oldu. Resulullah (sav), Ümeyr Zi Merran'a şu mektubu
yazdı. Ravi devamla der ki: Resulullah (sav) Malik İbnu Mirare er-Rehavi'yi
Yemen'in tamamına (elçi olarak) yolladı. Akk Zü Hayvan Müslüman oldu. Ravi
devamla der ki: "Akk'a: "Resulullah (sav)'a git, köyün ve malın
için kendisinden eman al" dendi. O da hemen Resulullah (sav)'a geldi.
Resulullah (sav) kendisine şu eman mektubunu yazdı:
"Bismillahirrahmanirrahim, Allah'ın Resulü Muhammed'den Akk Zü Hayvan'a:
"Eğer arazisinde, malında, kölesinde (İslam'a) sadık kalırsa, kendisine
eman vardır, Allah'ın ve Allah'ın Resulü Muhammed'in garantisi vardır. Bu
emanı Halid İbnu Said İbni'l-As yazdı."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 27, (3027)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Ka'b İbn Malik
|
Hadis
|
|
Ka'b İbnu'l-Eşref,
Resulullah (sav)'ın aleyhine hicviyeler düzüyor ve bunlarla Kureyş
kafirlerini, ona karşı tahrik ediyordu. Resulullah (sav) Medine'ye hicretle
geldiği zaman, şehrin ahalisi kozmopolitti: Bir kısmı Müslüman, bir kısmı
putlara tapan müşrik, bir kısmı da Yahudi idi. Yahudiler, Resulullah (sav) ve
ashabına rahatsızlık veriyorlardı. Cenab-ı Hakk, Resulü'ne (sav) sabır ve af
emrediyordu. Allah şu ayeti onlar hakkında inzal buyurmuş idi. (mealen):
"Hiç şüphesiz, sizden önce kitap verilenlerden ve Allah'a eş koşanlardan
çok üzücü sözler işiteceksiniz. Sabreder ve Allah'a karşı gelmekten
sakınırsanız bilin ki, bu üzerinizde sebat edilecek işlerdendir." (Al-i
İmran 186). Ka'b İbnu'l-Eşref, Hz. Peygamber (sav)'e eza vermekten bir türlü
vazgeçmiyordu. Sonunda Resulullah (sav) Sa'd İbnu Mu'az (ra)'a, onu öldürecek
birini yollamasını emretti. Onu Muhammed İbnu Mesleme (ra) öldürdü. Ka'b
öldürülünce, Yahudiler ve müşrikler çok korktular. Resulullah (sav)'a
gelerek: "Arkadaşımızı geceleyin kapısını çalarak öldürdüler"
dediler. Resulullah (sav) onlara Ka'b İbnu'l-Eşref'in geçmişte söylediklerini
hatırlattı. Sonra da hepsini kendisiyle onlar arasında yapılacak ve
(şerirlerin uyarak sıkıntıları) sona erdirecek bir antlaşma imzalamaya
çağırdı. Resulullah (sav) onlarla kendisi ve bütün Müslümanlar arasında
muteber olacak yazılı bir antlaşma yaptı.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 22, (3000)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav),
Necranlılarla iki bin takım elbise üzerine sulh yaptı. Yarısını Safer ayında,
yarısını da Recep ayında Müslümanlara teslim edeceklerdi. Ayrıca gazvede
kullanmak üzere ariyeten otuz zırh, otuz at, otuz deve ve her çeşit silahtan
otuzar aded vereceklerdi. Müslümanlar, bunları, Yemenide ihanetli bir harb
olduğu takdirde Necranlılardan alıp kullanacaklar, sonra iade edeceklerdi.
Buna mukabil Müslümanlar da Hıristiyan mabedlerini yıkmayacaklar, dini-ilmi
reislerine dokunmayacaklar, bir hadise çıkarmayıp yahut da faiz yemedikleri
müddetçe dinlerinde rahatsız etmeyeceklerdir.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 30, (3041)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Ziyad İbnu Hudeyr
|
Hadis
|
|
Hz. Ali (ra) buyurdu ki:
"Eğer sağ kalırsam, Beni Tağlib Hıristiyanlarının eli kılınç tutanlarını
öldürüp, çocuklarını esir edeceğim. Çünkü Resulullah (sav)'ın onlarla yaptığı
antlaşmayı elimle bizzat yazdım: "Çocuklarını Hıristiyanlaştırmayacakları"
şartı vardı."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç (30,40)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
İrbaz İbnu Sariye es-Sülemi
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav)'la Hayber
Kalesine indik. Beraberinde başka birçok Müslüman da vardı. Hayber'in sahibi
(lideri) cebbar, mütekebbir birisi idi. Resulullah (sav)'a gelerek: "Ey
Muhammed! Sizin eşeklerimizi kesmeye, meyvelerimizi yemeye, kadınlarımızı
dövmeye hakkınız mı var?" dedi. Resulullah (sav) bu sözlere öfkelenerek
emretti: "Ey İbnu Avf, merkebine bin ve şöyle nida et: "Haberiniz
olsun, cennet sadece mü'minlere helaldir, namaz kılmak üzere toplanın!"
Ravi, devamla, der ki: "Cemaat toplandı. Resulullah (sav) onlara namaz
kıldırdı. Sonra da kalkıp şunları söyledi: "Sizden biri, (rahat)
koltuğuna kurulup, Allah'ın sadece şu Kur'an'da yazdıklarını mı haram
ettiğini sanıyor? Haberiniz olsun, vallahi ben (Allah'ın yasaklarını)
duyurdum, (Kur'an'da olmayan hayırlar) emrettim, birçok şeylerden sizleri
yasakladım; bunlar, Kur'an'ın bir misli kadar ve belki de daha çoktur. Allah
Teala hazretleri, Ehl-i Kitabın evlerine izinsiz girmenizi helal kılmamıştır.
Kadınları dövmenizi, borçlarını (olan cizyeyi) verdikten sonra meyvelerini
yemenizi de helal kılmamıştı."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 33, (3050)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
|
Hadis
|
|
Cüheyneli bir adam
anlatmıştır: "Resulullah (sav) buyurdu ki: "Sizler muhtemelen bir
kavimle savaşıp onlara galebe çalacaksınız. Onlar mallarıyla kendilerini ve
çocuklarını size karşı koruyacaklar." Said (İbnu Mansur) rivayetinde der
ki: "Sizinle belli şartlarla sulh yaparlar." (Bu cümleden sonra
Müsedded ve Said İbnu Mansur şu ifadede) ittifak ederler: "... Artık
onlardan (sulh sırasında belirlenenden) başka bir şey alamazsınız. Zira bu
size yakışmaz."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 33, (3051)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Ebu Hüreyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) şöyle
buyurdular: "Müslümanlar arasında, haramı helal, helali de haram
etmedikçe sulh caizdir." Yine buyurdular ki: "Müslümanlar haramı
helal, helali de haram etmedikçe kabul etmiş bulundukları şartlara
uyarlar."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Akdiye 12,
(3394); Tirmizi, Ahkam 17, (1352)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
İbnu'l-Müseyyeb
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) Hayber
Yahudilerine şunu söyledi: "Mahsulat, sizinle bizim aramızda olmak
şartıyla sizi Allah'ın bıraktığı müddetçe yerinizde bırakıyorum."
Resulullah (sav) Hayber'e (tahminci olarak) Abdullah İbnu Revaha (ra)'yı
gönderdi. Resulullah (sav)'la Yahudiler arasında, mahsulün miktarını tahmin
ve takdir işini o yapmış, neticede, onlara: "İsterseniz siz alın,
isterseniz bana kalsın" demişti. Yahudiler mahsulün kendilerine
kalmasını tercih ettiler.
|
Kaynak
|
|
Muvatta, Müsakat 1, (2,
703)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
İbnu Ömer
|
Hadis
|
|
Hayber halkı dediler ki:
"Ey Muhammed, bizi bırak, burada kalalım, araziyi ıslah edip
işleyelim." Resulullah (sav) da her ekinin ve Resulullah (sav)'ın uygun
göreceği her bir şeyin mahsulünün yarısı onların olmak şartıyla araziyi
onlara bıraktı. Abdullah İbnu Revaha (ra), her yıl oraya gelir, miktarı
tahmin eder ve yarısının karşılığını onlardan alırdı. Yahudiler, Abdullah'ı
tahminde gösterdiği titizlik sebebiyle Hz. Peygamber (sav)'e şikayet ettiler.
Hatta bir ara (lehlerine gevşek davranması için) rüşvet vermek istediler.
Abdullah onlara: "Bana haram mı yedirmek istiyorsunuz. Vallahi ben en
ziyade sevdiğim insanın yanından geldim. Sizin topunuz bana maymunlar ve
hınzırlardan daha menfurdur. Buna rağmen, benim size olan buğzum, size karşı
adil olmama mani değildir." Yahudiler, Abdullah (ra)'ı takdir edip:
"İşte bu adalet ve doğrulukla semavat ve arz nizam içinde ayakta
durur" dediler. Resulullah (sav), her bir hanımına her yıl seksen vask
hurma, yirmi vask arpa veriyordu. Hz. Ömer (ra) zamanında, Yahudiler Müslümanlara
hile yaptılar İbnu Ömer (ra)'i bir evin damında uyurken geceleyin aşağı
attılar, el ve (ayak) bileklerini çıkardılar. Hz. Ömer İbnu'l-Hattab:
"Hayber'de hissesi olan hazırlansın, aralarında taksim edelim"
dedi. (Taksim edileceği zaman) reisleri: "Bizi buradan çıkarma. Bizi
Resulullah (sav) ve Hz. Ebu Bekir'in yaptıkları gibi yerlerimizde bırak"
dedi. Hz. Ömer (ra) ona: "(Kararımızda) Resulullah (sav)'ın sözüne ters
düştüğümüzü mü zannediyorsun? Bineğin seni Suriye'ye doğru bir gün, sonra bir
gün, sonra bir gün daha koşturmasına ne dersin?" diye cevap verdi. Hz.
Ömer (ra), Hayber'i, Hudeybiye ashabından Hayber Seferine iştirak etmiş
olanlar arasında taksim etti.
|
Kaynak
|
|
Buhari, Megazi, 38; Ebu
Davud, Cihad 24, (3006)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Ebu Bekir
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav)'ın şöyle
söylediğini işittim: "Kim (kendisine eman verilerek) antlaşma yapılan
bir kimseyi vakti dışında öldürürse, Allah ona cenneti haram eder"
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Cihad 165,
(2760); Nesai, Kasame 14, (8, 24)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Safvan İbnu Süleym
|
Hadis
|
|
Safvan İbnu Süleym, birçok
sahabi evlatlarının, babalarından yapmış oldukları rivayetlere dayanarak,
Resulullah (sav)'ın şöyle buyurmuş olduğunu naklediyor: "Kim antlaşma
yapılan bir kimseye zulmeder veya hakkını tenkis eder veya takatının fevkinde
emreder veya onun rızası dışında bir şeyini alırsa, kıyamet günü aleyhine ben
delil olacağım."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 33, (3052)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
Ümmü Hani
|
Hadis
|
|
Ben kocamın akrabalarından
iki kişiye civar (himaye) vermiştim. Resulullah (sav) "Senin civar
verdiğine biz de civar verdik" buyurdu."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Cizye 9, Salat 4,
Edeb 94; Müslim, Hayz 70, (336), Müsafirin 80; Muvatta, Sefer 27, (1, 152);
Tirmizi, İst'izan 24, (2735); Ebu Davud, Salat 30, (1290), Cihad 167, (2763)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Cihad Bölümü
|
Konu
|
|
Eman Ve Sulh
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Ahdine kim vefasızlık edip
bozarsa, Allah mutlaka ona bir düşman musallat eder." (İmam Malik bunu
belağ (senetsiz) olarak rivayet etmiştir)
|
Kaynak
|
|
Muvatta, Cihad 12, (2,
449), 26 (2, 460)
|
|
|
|
|
|