|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
İbnu Amr İbni'l-As
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav), elinde
iki kitap olduğu halde yanımıza geldi ve: "Bu iki kitap nedir biliyor
musunuz?" buyurdular. Cevaben: "Hayır, ey Allah'ın Resulü!
bilmiyoruz. Ancak bildirmenizi istiyoruz!" dedik. Bunun üzerine sağ
elindekini göstererek: "Bu Rabbülalemin'den (gelmiş) bir kitaptır,
içerisinde cennet ehlinin isimleri mevcuttur. Hatta onların babalarının ve
kabilelerinin isimleri de mevcuttur ve sonunda da icmal yapmıştır. Bunlara
asla ne ilave yapılır, ne de onlardan eksiltmeye yer verilir. Hiç değişmeden
ebedi olarak sabit kalır" buyurdular. Sonra sol elindekini göstererek:
"Bu da Rabbülalemin'den bir kitaptır. Bunun içinde de ateş ehlinin
isimleri, onların atalarının isimleri ve kabilelerinin isimleri vardır. En
sonda da icmallerini yapmıştır. Bunlara asla ne ziyade yapılır, ne de
eksiltmeye yer verilir!" buyurdular. Ashabı sordu: "Öyleyse ey
Allah'ın Resulü, niye amel ediliyor? Madem ki her şey önceden olmuş bitmiş,
yazılmış ve artık yazma işinden fariğ olunmuş (bir daha yapma gayreti de niye)?"
Resulullah şu cevabı verdi: "Siz amelinizle doğruyu ve istikameti
arayın! İtidali koruyun. Zira, cennetlik olan kimsenin ameli, cennet ehlinin
ameliyle sonlanır; (daha önce) ne çeşit amel yapmış olursa olsun. Keza
cehennemlik olanın ameli de cehennem ehlinin ameliyle sonlanır, hangi çeşit
amel ile amel etmiş olursa olsun!" Resulullah (sav), sonra elindeki
kitapları atıp, elleriyle işaret ederek dedi ki: "Rabbiniz kullardan
artık fariğ oldu, bir kısmı cennetlik, bir kısmı da cehennemliktir."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Kader 8, (2142)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
Ali
|
Hadis
|
|
Biz bir cenaze vesilesiyle
Bakiu'l-Garkad'da idik. Derken yanımıza Resulullah (sav) çıkageldi ve oturdu.
Biz de etrafında (halka yapıp) oturduk. Elinde bir çubuk vardı. Çubuğuyla
yere birşeyler çizmeye başladı. Sonra: "Sizden kimse yok ki, şu anda cennet
veya cehennemdeki yeri yazılmamış olsun!" buyurdular. Cemaat: "Ey
Allah'ın Resulü," dedi. "Öyleyse hakkımızda yazılmasına itimad edip
ona dayanmayalım mı?" "Çalışın," buyurdular. "Herkes
kendisi için yaratılmış olana erecektir. Cennetlik olanlar, saadet(e götüren)
amelde (muvaffak) olacaktır. Şekavet ehli olanlar da şekavet(e götüren)
amelde (muvaffak) olacaktır!" Sonra şu ayeti tilavet buyurdular.
(Mealen): "Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini
tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız"
(Leyl 5-7)
|
Kaynak
|
|
Buhari, Tefsir, Leyl,
Cenaiz 83, Edeb 120, Kader 4, Tevhid 54; Müslim, Kader 6, (2647); Ebu Davud,
Sünnet 17, (4694); Tirmizi, Kader 3, (2137) Tefsir, Leyl, ( 3341)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
Cabir
|
Hadis
|
|
Süraka İbnu Malik İbnu
Cu'şem (ra) gelerek sordu: "Ey Allah'ın Resulü! Bize dinimizi açıkla.
Sanki yeni yaratılmış gibiyiz. Şimdi amel ne husustadır: Kalemlerin kuruduğu,
miktarların kesinleştiği şeylerde mi, yoksa istikbale ait şeylerde mi
çalışacağız?" "Hayır (istikbale ait şeylerde değil). Bilakis
kalemlerin kuruduğu, miktarların cereyan ettiği (kesinleştiği hususta!"
buyurdular. Süraka tekrar: "Öyleyse niye amel edelim (boşa zahmet
çekelim)?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Çalışın! Herkes
yaratıldığı şeye erecektir! Herkes, (yazıldığı) ameliyle amil
olacaktır!" buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Müslim, Kader 78, (2648)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
İbnu Mes'ud
|
Hadis
|
|
Sadık ve Masduk olan
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden birinin yaratılışı, annesinin
karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddette "alaka" olur.
Sonra bu kadar müddette "mudga" olur. Sonra Allah bir meleği dört
kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini, amelini, şaki veya said
olacağını yazar, sonra ona ruh üflenir. Kendinden başka ilah olmayan Zat'a
yemin olsun, sizden biri, (hayatı boyunca) cennet ehlinin ameliyle amel eder.
Öyle ki, kendisiyle cennet arasında bir ziralık mesafe kaldığı zaman ona
yazışı galebe çalar ve cehennem ehlinin ameliyle amel ederek cehenneme girer.
Aynı şekilde sizden biri (hayatı boyunca) cehennem ehlinin amelini işler.
Kendisiyle cehennem arasında bir ziralık mesafe kalınca yazışı ona galebe
çalar ve cennet ehlinin amelini isteyerek cennete girer." [Rezin şu
ziyadede bulundu: "Resulullah şunu da buyurdular: "Nutfe düştü mü,
kırk gün rahimde uçar. Sonra kırk günde alaka olur. Sonra kırk günde mudga
olur. Bir nefis olarak yaratılma safhasına gelince, Allah onu tasvir edecek
(şekillendirecek) bir melek gönderir. Melek iki parmağının arasında toprak
olduğu halde gelir. Onu mudgaya karıştırır. Sonra onu yoğurur, sonra da
emredildiği üzere onu tasvir eder."]
|
Kaynak
|
|
Buhari, Kader 1,
Bed'ü'l-Halk 6, Enbiya 1, Tevhid 28; Müslim, Kader 1, (2643); Ebu Davud,
Sünnet 17, (4708); Tirmizi, Kader 4, (2138)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
Amr İbnu Vasıta
|
Hadis
|
|
Abdullah İbnu Mes'ud (ra)'u
dinledim. Demişti ki; "Şaki, annesinin karnında iken şaki olandır. Said
de başkasından ibret alandır." (Bunu işittikten sonra) Resulullah
(sav)'ın ashabından Huzeyfe denen zata uğradı ve İbnu Mes'ud'un söylediğini
anlattı ve sordu: "Kişi amelsiz nasıl şaki olur?" Huzeyfe (ra):
"Buna hayret mi ediyorsun? Ben Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini
işittim: "Nutfenin (rahme düşmesinden sonra) kırk iki gece geçti mi,
Allah ona bir melek gönderir (ve onun vasıtasıyla) nutfeyi şekillendirir;
işitmesini, görmesini, derisini, etini, kemiğini yaratır. Sonra melek sorar:
"Ey Rahim! Bu erkek mi, dişi mi?" Rabbin dilediğini hükmeder, melek
de yazar. Sonra sorar: "Ey Rabbim! Eceli nedir?" Rabbin dilediğini
hükmeder, melek de yazar. Tekrar sorar: "Ey Rabbim! Rızkı nedir?"
Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Sonra melek elinde sahife olduğu
halde çıkar. Artık buna ne bir şey ilave eder ne de eksiltir."
|
Kaynak
|
|
Müslim, Kader 3, (2645)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
İbnu Mes'ud
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) (bir gün)
aramızda doğrulup: "(Hastalık nev'inden) hiçbir şey hiçbir şeye sirayet
etmez!" buyurmuşlardı ki bir bedevi: "Ey Allah'ın Resulü! Nasıl
olur? Bir deve sürüsüne, kuyruğu ile haşefesini uyuzlamış bir deve gelince hepsini
uyuzlu yapar!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Pekala, birincisini
kim uyuzladı? Ne sirayet, ne safer (inancınızda hakikat) vardır. Şurası
muhakkak ki, Allah her nefsi yaratmış, onun hayatını, ölümünü, rızkını ve
uğrayacağı musibetlerini yazmıştır."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Kader 9, (2144)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
Enes
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) (bir gün):
"Allah Teala hazretleri bir kulun hayrını diledi mi onu isti'mal
eder!" buyurmuştu. Kendisine: "Onu nasıl istimal eder?" diye
soruldu. "Ölümden önce salih amel işlemede muvaffak kılar!"
buyurdu."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Kader 8, (2134)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
Ebu Hüreyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Kişi vardır, uzun müddet cennet ehlinin amelini işler, sonra da
ameli cehennem ehlinin ameliyle hitam bulur. Yine kişi vardır, uzun müddet
cehennem ehlinin ameliyle amel eder de sonunda cennet ehlinin ameliyle hitam bulur."
|
Kaynak
|
|
Müslim, Kader 11, (2651)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Kader Bölümü
|
Konu
|
|
Kaderle Amel
|
Râvi
|
|
İbnu Amr İbni'l-As
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Allah (cin ve ins dahil) mahlukatını bir karanlık içinde yarattı.
Sonra üzerlerine kendi nurundan serpti. Bu nur, kimlere isabet ettiyse
hidayeti buldular, kimlere de isabet etmediyse sapıttılar. Bu sebeple diyorum
ki: "Kalem, Allah Teala'nın ilmi hususunda kurumuştur."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, İman 18, (2644)
|
|
|
|
|
|