|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Saidil-Hudri
|
Hadis
|
|
Bir gün Resulullah (sa)
bize ikindi namazı kıldırdı. Sonra bir hutbede bulundu. Bu hutbede, kıyamet
vaktine kadar olacak her şeyi bize haber verdi. Bunu belleyen belledi, unutan
unuttu. Söyledikleri arasında şu da vardı: "Dünya caziptir, tatlıdır. Allah
sizi buraya halife olarak göndermiştir, nasıl amel edeceğinize bakmaktadır.
Aman uyanık olun! Dünyadan hacının, kadından hacının. Aman uyanık olun!
Kimseyi, insanların korkusu, bildiği bir hakikati söylemekten
alıkoymasın!" Ravi der ki: "(Bunu söyleyince) Ebu Said merhum
ağladı. Sonra sözlerine devam etti: "Vallahi öyle şeyler gördük ki,
korktuk. Resulullah'ın söyledikleri arasında şu da vardı: Haberiniz olsun!
Kıyamet günü, her bir vefasız için vefasızlığı nisbetinde bir bayrak
dikilecektir. Baş imamın (devlet reisinin) vefasızlığından daha büyük bir
vefasızlık olmayacaktır. Onun bayrağı kıçının yanına dikilir." O günkü
bellediklerimiz meyanında şu da vardı: Haberiniz olsun! İnsanoğlu çok çeşitli
tabakalar halinde yaratılmıştır: Kimisi vardır, mü'min olarak doğar, mümin
olarak yaşar, kafir olarak ölür. Kimisi vardır, kafir olarak doğar, kafir
olarak yaşar, mü'min olarak ölür. Kimisi vardır, kafir olarak doğar, kafir
olarak yaşar, kafir olarak ölür. Haberiniz olsun kimisi vardır yavaş
öfkelenir, (öfkesinden) çabuk döner; kimisi vardır çabuk öfkelenir, çabuk
döner; kimisi vardır, yavaş öfkelenir, yavaş döner. İşte bunlar birbirlerini
dengeler. Haberiniz olsun onlardan bir kısmı vardır; çabuk döner, çabuk
kızar. Bilesiniz bunların en hayırlısı ağır öfkelenen, çabuk dönendir; en
erlileri de çabuk öfkelenip yavaş dönendir. İnsanlardan borcunu iyi ödeyen,
(başkasındaki alacağını) iyi talep eden vardır. Kimisi de kötü öder, iyi
talep eder; kimi de kötü talep eder, iyi öder, bunlar birbirlerini dengeler.
Bilesiniz bir kısmı vardır kötü öder, kötü talep eder. Bilesiniz bunların en
hayırlısı iyi ödeyen, iyi talep edendir; en kötüleri de kötü ödeyen, kötü
talep edendir. Bilesiniz! Öfke ademoğlunun kalbinde bir kordur. Gözlerinin
kızarmasını, avurtlarının şişmesini görmüyor musunuz! Kim, öfkeden bir
başlangıç hissederse, yere yaslansın, (öfkesi geçinceye kadar öyle
kalsın)." Ebu Said dedi ki: "Biz (bu sırada) gündüzün aydınlığı
devam ediyor mu diye güneşe bakmaya başladık. Bunun üzerine Aleyhissalatu
vesselam: "Haberiniz olsun! Dünyanın ömründen geçmiş kısmına nisbeten
geri kalan kısmı, şu gününüzden geçen kısma nazaran geri kalan kısmına
nisbeti gibidir."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Fiten 26, (2192)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İyaz İbnu Hımar
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Rabbim, bugün bana öğrettiği şeylerden bilmediklerinizi size
öğretmemi emretti. (Ve buyurdu ki): "Benim bir kula verdiğim bir mal
helaldir. Ben bütün kullarımı hanif (=Müslüman, hakka taraftar) olarak
yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip, (fıtri) dinlerinden alıp götürdüler,
kendilerine helal kıldığım şeyleri haram kıldılar. Kendisine bir güç
vermediğim şeyi bana şirk koşmalarını emrettiler." Allah Teala
hazretleri arz ehline baktı ve Ehl-i Kitap'tan bir kısmı hariç onların Arap,
acem hepsine öfkelendi ve dedi ki: "Ben seni imtihan etmek ve seninle de
(başkasını) imtihan etmek üzere gönderdim. Sana, suyun yıkayıp (yok
edemeyeceği) bir kitap gönderdim. Ta ki sen onu uyurken de uyanıkken de
okuyasın!" Allah Teala hazretleri bana, Kureyş'i ateşe vermemi (onlarla
savaşmamı) emretti. Ben: "Ey Rabbim, bu durumda onlar başımı yararlar ve
bir ekmek parçısına çevirirler!" dedim. "Öyleyse, seni çıkardıkları
gibi sen de onları (Mekke'den) çıkar! Onlara karşı gazada bulun da biz de
sana yardım edelim; infakta bulun biz de sana infak edelim. Sen bir ordu
gönder, biz de sana onun beş misli (yardımcı melek ordusu) gönderelim. Sana
itaat edenlerle birlik ol, asikre karşı savaş!" buyurdu. Cennetlikler üç
kısımdır: 1-Kuvvet sahibi, adaletli, sadaka veren ve muvaffak olanlar.
2-Bütün yakınlarına ve Müslümanlara karşı merhametli ve yumuşak kalpli
olanlar. 3-İffetli, namuslu ve çoluk çocuk sahibi olanlar." Resulullah
devamla dedi ki: "Cehennem ehli de beş kısımdır: 1-Aklı olmayan zayıflar.
Bunlar, aranızda tabi olarak bulunurlar, hiçbir ehle ve mala tabi
değildirler. 2-Tamahkarlığını izhar etmeyen hain kişiler. Böylesi, bir kapıyı
çalsa mutlaka ihanet eder. 3-Akşam, sabah her fırsatta malın ve ehlin
hususunda seni aldatan adamlar. 4-Cimrilik ve yalanı da zikretti. 5-Bir de
kötü huylu kaba sözlü insan." Resulullah devamla buyudular ki:
"Allah Teala hazretleri, bana mutevazi olmanızı emretti. Öyle ki, hiç
kimse hiç kimseye karşı böbürlenmesin, hiç kimse hiç kimseye karşı tecavüzde
bulunmasın."
|
Kaynak
|
|
Müslim, Cennet 63, (2865)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Ümame
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Allah Teala hazretleri her hak sahibine hakkını verdi. Öyleyse
varis lehine vasiyet yoktur. Çocuk yatağa aittir, Zani için mahrumiyet
vardır. Gerçek hesapları Allah'a aittir. Kim kendisini babasından başkasına
nisbet eder veya hakiki velisinden başkasını veli gösterirse, kıyamet gününe
kadar Allah'ın, laneti üzerine olsun." Resulullah devamla dedi ki:
"Kadın, kocasının evinden onun izni olmadan (başkasına) infak
edemez!" Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Yiyecek de mi?"
denildi. "Bu, mallarınızın en kıymetlisidir!" buyurdular. Sonra
sözlerine şöyle devam ettiler: "Ariyet (olarak alınan sahibine) ödenir.
Minha (olarak alınan sahibine) geri verilir. Borç ödenir, kefil olan borçlu
sayılır."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Vesaya 5, (2121);
Ebu Davud, Büyu 90, (3665)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Üzümü kerm diye isimlendirmeyin. "Vay şu dehrin mahrumiyet
hüsranına!" diye kahırlı söz söylemeyin. Zira Allah'ın kendisi
dehrdir."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Edeb 101; Müslim,
Elfaz 516, (2246, 2247); Ebu Davud, Edeb 81, (4974); Muvatta, Kelam 3, (2,
984)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Vail İbnu Hucr
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Kerm demeyin, fakat ıneb ve habele (asma) deyin."
|
Kaynak
|
|
Müslim, Elfaz 12, (2248)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Abdullah İbnu Habeşi
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Kim bir sidre ağacını keserse, Allah onun başını cehenneme
uzatır." [(Bu hadis hakkında kendisine sorulunca) Ebu Davud şu cevabı
vermiştir: "Bu hadis muhtasardır. Manası şudur: "Kırda bayırda
yolcuların ve hayvanların gölgesinden istifade ettikleri bir sidre ağacını, o
ağaçta herhangi bir hak sahibi olmayan bir kimse, haksız olarak keserse Allah
onun başını cehenneme uzatır" demektir."]
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Edeb 171, (5239)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Hasan İbnu İbrahim
|
Hadis
|
|
Hişam İbnu Urve'ye sidre
ağacının kesilmesi hakkında (caiz mi, değil mi diye) sordum. Bu sırada
Urve'nin kasrına dayalı vaziyette idi, şöyle cevap verdi: "Şu kapıları,
kapı kanatlarını hep görmüyor musun? Bunların hepsi Urve'nin sidre
ağacındandır. Urve onu tarlasından kesmiş ve: "Bunda bir beis yok!"
demişti." [Bir başka rivayete göre, Hişam, soru sahibi Hasan İbnu
İbrahim'e cevabında şöyle devam etmiştir: "Ey Iraklı! Bu (yasak
hikayesi, senin getirdiğin bir bid'adır." Hasan İbnu İbrahim, Hişam'a:
"Hayır bid'a sizin canibinizden geldi. Ben Mekke'de şöyle söyleyeni
işittim: "Allah sidre ağacını kesen kimseye lanet etsin!"
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Edeb 171, (5241)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Cabir
|
Hadis
|
|
Yanlarında yüzü dağlanarak
en vurulmuş bir merkep olduğu halde Resulullah (sa)'a uğrayanlar oldu:
"Bunu böyle enleyenlere Allah lanet etsin!" buyurdular ve yüze
vurmaktan ve yüze enlemekten nehyettiler.
|
Kaynak
|
|
Müslim, Libas 106, (2116);
Ebu Davud, Cihad 56, (2564); Tirmizi, Cihad 30, (1710)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa), yüzünden
enlenmiş bir merkeb görmüştü, bunu uygun bulmadığını belirtti ve:
"Allah'a yemin olsun! (Ben olsaydım) eni bu hayvanın yüzünün en uzak
noktasına vururdum!" buyurdu. Sonra emir verdi, kendi merkebinin
sağrılarına en vuruldu. Böylece sağrıları ilk dağlayıp (en vuran)
Aleyhissalatu vesselam oldu.
|
Kaynak
|
|
Müslim, Libas 108, (2118)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Enes
|
Hadis
|
|
Abdullah İbnu Ebi Talha'yı,
tahnik ediversin diye Resulullah (sa)'a götürdüm. Onu elinde en vurma şişi
olduğu halde zekat develerini enlerken buldum."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Libas 22, Zekat 69,
Zebaih 35; Müslim, Libas 112, (2119); Ebu Davud, Cihad 57, (2563)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Cabir
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Karanlık çöktüğü zaman çocuklarınızı dışarı salmayın. Çünkü
şeytanlar bu esnada her tarafa yayılırlar. Yatsı vaktinden bir müddet
geçince, onları serbest bırakın. Kapını kapa, Allah'ın ismini zikret.
Kandilini söndür, Allah'ın ismini zikret. Yemek kabının ağzını kapa ve
Allah'ın ismini zikret, (kapayacak birşey bulamadığın takdirde [çubuk gibi]
herhangi bir şeyi üzerine uzatıp koymak suretiyle de olsa (bunu yap)! Zira
şeytan, kapalı kapıyı açamaz. Kandilleri söndürün, zira fasıkçık (fare), olur
ki, fitili çeker de ev halkını yakar."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Bed'ü'l-Halk 11,
14, Eşribe 22, İsti'zan 49, 50; Müslim, Eşribe 96, (2012); Muvatta,
Sıfatu'n-Nebi 21, (2, 928, 929); Ebu Davud, Eşribe 22, (3731, 3732, 3733,
3734); Tirmizi, Et'ime 15, (1813)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Bir fare gelerek çektiği
bir fitili Resulullah (sa)'ın önüne, üzerinde oturmakta olduğu hasır minderin
üstüne bırakıp gitti. Fitil, hasırdan bir dirhem kadar bir yer yaktı. Bunun
üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Uyuyacağınız zaman kandillerinizi söndürün.
Zira şeytan, böylelerine rehberlik edip böylesi işler yaptırarak sizi
yakar" buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Edeb 173, (6247)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Musa
|
Hadis
|
|
Medine'de bir ev, geceleyin
aile halkı içinde olduğu halde yandı. Durumları Aleyhissalatu vesselam'a
haber verilmişti: "Bu ateş var ya! Sizin düşmanınızdır. Uyuduğunuz zaman
onu söndürün de size zarar vermesin." buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Buhari, İsti'zan; Müslim,
Eşribe 101, (2016)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ali İbnu Ömer İbni Ali
İbni'l Hüseyin İbni Ali
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Ayaklar çekildikten sonra (evlerden dışarı) çıkmayı azaltın. Çünkü
Allah Teala hazretlerinin birkısım hayvanatı vardır, bu saatten sonra
(yuvalarından çıkıp) ortalığa yayılırlar."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Edeb 115, (5103)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Rafi İbnu Hadic
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) Medine'ye
geldiğinde Medineliler hurma telkih ediyorlardı: "Ne yapıyorsunuz?"
diye onlara sordu. Medineliler: "Bu, eskiden beri yapmakta olduğumuz bir
şey!" deyip (açıkladılar). Aleyhissalatu vesselam da: "Eğer bunu
yapmasanız belki de sizin için daha iyi olur!" buyurdular. Bunun üzerine
Medineliler o işi bıraktılar. Hurma ağaçları (o yıl çağla) döktü (ve meyve
tutmadı). Durum Aleyhissalatu vesselam'a haber verilince şöyle buyurdular:
"Bilin ki, ben bir beşerim. Size dininizle ilgili bir emirde bulunursam
onu derhal alın. Eğer kendi re'yime dayanan bir şey emredersem, bilin ki ben
bir insanım!"
|
Kaynak
|
|
Müslim, Fezail 140, (2362)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Horozların öttüğünü işittiğiniz vakit, Allah'tan lütuf ve ikramını
talep edin. Zira onlar bir melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğiniz
zaman şeytandan Allah'a sığının. Çünkü o da bir şeytan görmüştür."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Bed'ü'l-halk 15;
Müslim, Zikr 82, (2729); Ebu Davud, Edeb 115, (5102); Tirmizi, Da'avat 58,
(3455)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Cabir
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Geceleyin köpeklerin havlamasını ve merkeplerin anırmasını
işittiğiniz zaman, şeytandan Allah'a sığının. Çünkü onlar, sizlerin
görmediklerinizi görürler."
|
Kaynak
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Ömer
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "İyne usulüyle alış-verişte bulunur, sığırların peşine düşer,
ziraate razı olur ve cihadı da terkederseniz, Allah size öyle bir zillet
verir ki, dininize tekrar rücu etmedikçe o zilleti kaldırmaz."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Büyu 56, (3462)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Ümame
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa)'ın saban ve
diğer bir ziraat aleti görünce: "Bunun girdiği bir eve, Allah mutlaka
zillet de sokar" dediğini işittim.
|
Kaynak
|
|
Buhari, Hars 2
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Enes
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) Kisra'ya ve
Necaşi'ye -bu Necaşi, üzerine cenaze namazı kıldığı Necaşi değildir- ve bütün
inatçı cebbarlara, onları aziz ve celil olan Allah'a davet eden mektuplar
yazdı.
|
Kaynak
|
|
Müslim, Cihad 75, (1774);
Tirmizi, İsti'zan 23, (2717)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) Kisra'ya
mektubunu göndermişti. Kisra, mektubu okuyunca yırttı. Aleyhissalatu vesselam
da "paramparça olmaları için" beddua etti.
|
Kaynak
|
|
Buhari, İlm 7
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Üsame İbnu Zeyd
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa), üzerinde
semer bulunan bir merkebe bindi, altında Fedek kadifesi vardı. Üsameyi de
arkasına aldı. Beni'l-Haris İbnu'l-Hazrec'te oturan Sa'd İbnu Ubade (ra)'ye,
Bedir Savaşı'ndan önce geçmiş olsun ziyaretine gitti. Beraberce giderken, aralarında
Abdullah İbnu Ubey İbnu Selül'ün de bulunduğu bir cemaate rastladılar,
oturuyorlardı. Abdullah İbnu Ubey o sırada henüz Müslüman olmamıştı. Cemaatte
Müslümanlar, müşrikler, putperest olanlar, Yahudiler, Müslümanlar karışık
vaziyette idi. Bu cemaatte Abdullah İbnu Ravaha (ra) da vardı. Onlara
Resulullah'ın bindiği merkebin kaldırdığı toz isabet edince, Abdullah İbnu
Ubey burnunu örtüsüyle sarıp: "Bizi toz içinde bırakma!" diye
homurdandı. Resulullah (sa) cemaate selam verip durdu. Merkepten inip onları
Allah'a davet etti, onlara Kur'an okudu. Abdullah İbnu Ubey, Aleyhissalatu
vesselam'a: "Be adam! Bundan daha güzel birşey yok. Eğer söylediğin hak
ise, bizim cemaatimizi rahatsız etme, evine dön! Kim sana gelirse ona
anlat!" dedi. Bunun üzerine Abdullah İbnu Ravaha da: "Evet ey
Allah'ın Resulü! Sen bizim toplantılarımıza gel! Zira biz bunu
istiyoruz!" dedi. Bundan sonra Müslümanlar, müşrikler ve Yahudiler
aralarında atıştılar. Nerdeyse birbirleriyle kapışacaklardı. Resulullah (sa)
onları yatıştırmak için gayret sarfetti ve sustular. Resulullah da bineğine
atlayarak yoluna devam etti ve Sa'd İbnu Ebi Vakkas'ın yanına gelip evine
girdi. Aleyhissalatu vesselam ona: "Ey Sa'd! Ebu Hubab'ın ne dediğini
işittin mi?" dedi. Ebu Hubab'la Abdullah İbnu Ubey'i kastediyordu.
"Şöyle şöyle söyledi" buyurdu. Sa'd İbnu Ubade: "Ey Allah'ın
Resulü! Onu affet, Sana Kitab'ı gönderen Zat-ı Zülcelal'e kasem olsun,
Allah'ın sana indirdiği Hak geldiği zaman, bu beldenin ahalisi, ona taç
giydirmeye, sarık sarmaya ittifak etmişlerdi. Allah Teala hazretleri sana
verdiği bu hakikatla onun başa geçmesini engelleyince, bu onun boğazına
takıldı. İşte, şahid olduğun densizliği ona yaptıran da budur!" dedi.
(Bu açıklama üzerine) Resulullah onu bağışladı. Resulullah (sa) ve ashabı,
müşrikleri ve Ehl-i Kitabı Allah'ın emrettiği üzere bağışlıyorlar, onların
eza ve cefalarına sabrediyorlardı. Allah Teala hazretleri şöyle buyurmuştu:
"Muhakkak siz, malınızda ve canınızda imtihan olunacaksınız ve sizden
önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve Allah'a ortak koşanlardan pek
çok incitici sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvaya sarılırsanız,
işte bu, uğrunda azim ve sebat edilmeye değer işlerdendir" (Al-i İmran
186). Rab Teala bir başka ayet-i kerimede de şöyle buyurmuştur: "Kitap
ehlinden çoğu, imanınızdan sonra sizi tekrar inkara döndürmek isterler. Bu,
kendilerine hak iyice belli olduktan sonra nefislerinde duydukları kıskançlık
yüzündendir. Allah'ın emri gelinceye kadar onlara aldırış etmeyin ve onları
kınamayın. Muhakkak ki, Allah her şeye hakkıyla kadirdir" (Bakara 109).
Resulullah (sa), Allah'ın buradaki emrini afla te'vil ediyordu. Bu hal
Allah'ın onlarla (savaşa) izin vermesine kadar devam etti. (İzin gelince)
Aleyhissalatu vesselam Bedir Gazvesi'ni yaptı. (Bu savaşta) Allah Teala hazretleri
Kureyş'in ileri gelenlerinin canlarını aldı. Aleyhissalatu vesselam ve ashabı
zafer ve ganimet elde ederek ve Kureyş'in ileri gelenlerini de esir alarak
döndüler. Abdullah İbnu Ubey İbni Selül ve beraberindeki putperest müşrikler:
"Bu (islam) hadisesinin artık talihi döndü!" dediler. Resulullah
(sa)'a islam üzere biat ettiler ve Müslüman oldular.
|
Kaynak
|
|
Buhari, Cihad 127, Tefsir,
Al-i İmran 15, Marda 15, Libas 98, Edeb 115, İsti'zan 20; Müslim, Cihad 116,
(1798)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Halid İbnu Ma'dan
|
Hadis
|
|
Muaviye İbnu Ebi Süfyan
(ra)'a (hilafeti esnasında) Mikdam İbnu Ma'dikerb, Amr İbnu'l-Esved ve
Kınnesrin ahalisinden Beni Esedli bir adam bir heyet halinde geldiler. Hz.
Muaviye, Mikdam'a: "Hasan İbnu Ali (ra)'nin vefat ettiğini biliyor
musun?"dedi. Haberi işiten Mikdam "İnna lillah ve inna ileyhi
raciun!" diyerek (üzüntüsünü ifade etti.) Ona falan (Muaviye):
"Bunu bir musibet mi addediyorsun?" dedi. Mikdam: "Niye
musibet addetmiyeyim? Resulullah (sa) onu kucağına almış "Bu bendendir.
Hüseyin ise Ali (ra)'dendir!" buyurmuştu dedi. Beni Esed'den olan adam
da (Hz. Muaviye'ye yaranmak için, Hz. Hasan'ın ölümünü bir fitnenin sönmesine
teşbihen): "Allah bir ateşi söndürdü!" diye söze karıştı. Mikdam:
"Bugün ben, seni kızdırmaya ve hoşlanmadığın şeyleri sana duyurmaya
devam edeceğim!" dedi. Sonra şöyle seslendi: "Ey Muaviye! Eğer
doğru söylersem beni tasdik et, yalan söylersem beni tekzib et!" Hz.
Muaviye (ra): "Pekala öyle yapacağım" dedi. Mikdam: "Allah
aşkına söyle! Resulullah (sa)'ın altın takınmayı yasakladığını işittin
mi?" dedi. Hz. Muaviye: "Evet!" dedi. Mikdam: "Allah
aşkına söyle! Resulullah'ın ipek giymeyi yasakladığını biliyor musun?"
diye sordu. Hz. Muaviye: "Evet biliyorum!" dedi. Mikdam tekrar
sordu: "Allah aşkına söyle! Resulullah (sa)'ın vahşi hayvan derisini
giymeyi, üzerlerine binmeyi yasakladığını biliyor musun?" Muaviye yine:
"Evet biliyorum!" diye cevapladı. Hz. Muaviye'nin bu sözü üzerine
Mikdam dedi ki: "Allah'a kasem olsun ey Muaviye, bütün bunları ben senin
evinde gördüm." Hz. Muaviye şu cevabı verdi: "Ey Mikdam, anladım ki
senin elinden bana kurtuluş yok (söylediklerinin hepsi doğru)!" Halid
(İbnu Velid) der ki: "Hz. Muaviye, Mikdam (ra)'a diğer iki arkadaşına
(Amr İbnu'l-Esved ve Esedli adam) nazaran daha çok ihsan ve atada
bulunulmasını emretti. Ayrıca (Mikdam'ın) oğluna (beytü'l-malden) iki yüz
(dirhem) tahsisatta bulundu. Mikdam ise (Hz. Muaviye'nin verdiği) ihsanları
arkadaşlarına dağıttı. Esedli ise aldıklarından kimseye birşey vermedi. Bu
durum Hz. Muaviye'ye ulaşınca: "Mikdam kerem sahibi cömert birisidir.
Elini açmıştır. Esedli adam ise malik olduğu şeyi iyi tutan birisidir"
dedi.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Libas 43,
(4131); Nesai, Fere' ve'l-Atire 12, (7,176)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Abdullah İbnu Amr el-Huzai
|
Hadis
|
|
Abdullah İbnu Amr el-Huzai,
babası (ra)'ndan naklediyor: "Resulullah (sa), Fetih'ten sonra beni
çağırdı ve benimle, Mekke'ye Ebu Süfyan'a, Kureyşliler arasında dağıtması
için, biraz mal göndermek istedi. Bana: "Kendine bir arkadaş ara!"
buyurdu. Derken bana Amr İbnu Umeyye ed-Damri geldi ve: "Duydum ki, sen
Mekke'ye gidecekmişsin ve yanına bir arkadaş arıyormuşsun!" dedi.
"Evet!" dedim. "Ben sana arkadaşım!" dedi. Ben hemen
Resulullah (sa)'a gelip: "Kendime bir arkadaş buldum!" dedim.
"Kim?" buyurdular. "Amr ibnu Ümeyye'dir!" dedim. "O,
kaVminin yöresine gelince ona karşı müteyakkız ol! Çünkü evvel adam şöyle
demiş: "Bekri arkadaşına güvenme!" buyurdular! Derken yola çıktık.
Ebva'ya kadar geldik. Amr: "Benim, kavmimle bir işim var. Beni burada
biraz beklemeNİ arzu ediyorum!" dedi. Ben de: "işin
rastgelsin!" dedim. Ayrılınca, Resulullah (sa)'ın sözünü hatırlayıp
devemi hızlandırdım. (Ebva'dan) çıkıp deveyi hızlı yürümeye zorladım.
Ezafir'e gelince, Amr'ın bir grup adamla karşımdan geldiğini gördüm. Devemi
daha da hızlandırdım ve onu geçtim. Kendine hedef olmaktan kurtulduğumu
anlamıştı, yanındakiler geri döndü. Amr (tek başına) bana yetişti ve:
"Kavmimle bir işim vardı! (İşimi görüp bitirdim)" dedi. Ben de:
"Pekala!" dedim. Yolumuza devam edip Mekke'ye geldik. Ben emanet
malı Ebu Süfyan (ra)'a teslim ettim." [Hadisin senedi zayıftır]
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Edeb 34, (4861)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Hemmam İbnu Münebbih
|
Hadis
|
|
Ebu Hureyre (ra) bize
pekçok hadis söylemişti. (Bir defasında) şöyle dedi: "Resulullah (sa)
buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlardan bir adam bir kimseden bir akar
satın aldı. Bu akarı satın alan kimse, orada, içinde altın bulunan bir küp
buldu. Satana gelip: "Altınını al! Ben senden akarı satın aldım, altını
satın almadım!" dedi. Satan da: "Ben sana araziyi içinde bulunan
herşeyiyle birlikte sattım!" dedi. (Anlaşamayınca) bir adamı hakem tayin
ettiler. Adam (onları dinledikten sonra): "Sizin çocuklarınız var
mı?" dedi. Onlardan biri: "Oğlum var", diğeri de "kızım
var!" dedi. Hakem: "Oğlanla kızı evlendirin! Bu paradan ikisi için
harcayın ve tasaddukta bulunun" dedi.
|
Kaynak
|
|
Buhari, Enbiya 50; Müslim,
Akdiye 21, (1721)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Ömer
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "İnsanları, içinde binmeye mahsus tek hayvan olmayan yüz develik bir
sürü gibi bulursun."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Rikak, 35; Müslim,
Fedailu's-Sahabe 232, (2547); Tirmizi, Emsal 7, (2876)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Cabir
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Mürar yoluna kim çıkacak? Gerçekten ondan, günah olarak, Beni
İsrail'den affedilen kadar günah affedilecek!" Oraya ilk çıkan Beni
Hazrec'ten bizim süvarimiz oldu. Sonra herkes peşpeşe oraya geldi.
Aleyhissalatu vesselam: "Kızıl devenin sahibi [olan bedevi] hariç
hepiniz mağfirete erddiniz" buyurdular. Biz adamın yanına gelip:
"Gel! sana da Resulullah istiğfarda bulunuversin!" dedik. O ise bir
yitiğini arıyordu. "Yitiğimi bulmam, benim için, arkadaşınızın
istiğfarından hayırlıdır!" dedi.
|
Kaynak
|
|
Müslim, Münafık 12, (2880)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Mes'ud
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "İslam'ın değirmeni otuz beş veya otuz altı veya otuz yedi (yıl)
döner. Eğer, (dini terkederek kendilerini) helak ederlerse, daha önce helak
olanların yolunu tutmuş olurlar. Dinleri ayakta kalırsa, onlar için yetmiş yıl
ayakta kalır!" Ben dedim ki: "(Bu yetmiş yıllık müddet) zikri geçen
(otuz beş yıllık müddet)ten sonra mı başlayacak, yoksa geçen kısım buna dahil
mi?" "Mezkur müddet buna dahildir!" buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Fiteni, (4264)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Sa'd İbnu Ebi Vakkas
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Ümid ederim ki Allah, ümmetimi Rabbinin nezdinde yarım gün
te'hirden aciz kılmayacaktır." Sa'd'a: "Yarım gün ne
kadardır?" diye sorulmuştu. "Beş yüz yıl" diye cevap verdi.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Mehalim 18,
(4350)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İsa İbnu Vakid
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Yüz seksen (hicri) yılı gelmiş olsaydı, ümmetime bekarlık ve
dağların başlarında ruhbanlığı helal kılardım." [Rezin tahric etmiştir.]
|
Kaynak
|
|
Rezin
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ümmü Seleme
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) fareye
fuveysika der ve şunu ilave ederdi: "Ben bunu meshe uğramışlardan
biliyorum. Çünkü o, kendisine (içmesi için) deve sütü konulsa onu içmez. Ama
koyun sütü verilse onu içer." [Rezin tahriç etmiştir. Buhari'de
kaydedilmiştir (Bed'ü'l-Halk 15; Müslim, Zühd 62, (2997)]
|
Kaynak
|
|
Buhari, Bed'ü'l-Halk 15;
Müslim, Zühd 62, (2997)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Mes'ud
|
Hadis
|
|
Ey Allah'ın Resulü! Maymun
ve domuzlar Allah Teala'nın mesh ettiği insanlardan mı?" diye
sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Allah Teala hazretleri bir kavmi helak
etti mi ona nesil (devam) vermez. Maymun ve domuzlar daha önce de
vardı."
|
Kaynak
|
|
Müslim, Kader 33, (2663)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Aişe
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) (bir gün):
"Aranızda muğarribler görüldü mü?" diye sordu. Ben:
"Muğarribler de ne?" dedim. "Onlar kendilerine cinlerin
iştirak ettikleri kimselerdir!" buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Edeb 116, (5107)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Badiyede (kırda, sahrada, köyde) yaşayan kabalaşır, av peşinden
koşan gaflete düşer. Sultanın kapısına gelen fitneye düşer. Kişi sultana
yakınlığı artırdığı nisbette Allah'tan uzaklaşır."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Sayd 4, (2859,
5860); Tirmizi, Fiten 69, (2257); Nesai, Sayd 24, (7, 195)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Ömrün biraz uzarsa ellerinde sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyan
birtakım insanları çok geçmeden göreceksin. Onlar Allah'ın gadabına uğrayarak
sabaha ererler, Allah'ın nefretine uğrayarak akşama ererler." Resulullah
bir başka rivayette de: "Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları
görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyıp onu insanlara vuran
insanlar; giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allah'a taatten dışarı
çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü
gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar.
Halbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur" buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Müslim, Cennet 53, (2857),
52, (2128)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Semüre İbnu Cündüb
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) derinin iki
parmak arasında dilinmesini yasakladı.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Cihad 74
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Aişe
|
Hadis
|
|
Ben Resulullah'ın kimseyi
dinden başka bir şeye nisbet ettiğini görmedim.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Edeb 86, (4987)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) (namazda)
emrolunduğu yerde açıktan okudu, emrolunduğu yerde sükut etti (gizli okudu).
"Ve senin Rabbin unutkan değildir" (Meryem 64); "Andolsun ki,
Allah'ın Resulü'nde sizin için (her hususta) güzel bir örnek vardır" (Ahzab
21).
|
Kaynak
|
|
Buhari, Ezan 105
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Ben size (kendiliğinden) ne bir şey veriyor, ne de sizi bir şeyden
menediyorum. Ben sadece bir memurum (Allah'ın emrine göre veriyorum)."
Bir rivayette de şöyle demiştir: "Ben (sadece, emre uygun şekilde) taksim
ediyicim, emredildiğim yere koyarım."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Humus 7; Ebu Davud,
Haraç 13, (2949)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) (Allah'ın
emir ve yasaklarını tebliğ eden) memur bir kul idi. Bize (Al-i Beytine)
insanlardan ayrı olarak üç şey dışında hiçbir tefrikte bulunmadı. O üç şey de
şunlardır: Abdesti mükemmel yapmamızı emretti. Sadaka yemememizi emretti.
Merkebi at üzerine aşırmamamızı emretti."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Cihad 23, (1701);
Nesai, Taharet 106, (1, 89)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Abdullah İbnu Amr İbni'l-As
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) bize
(bazan) sabah oluncaya kadar Beni İsrail kıssası anlatırdı. Anlatma işini
farz namaz için kalkınca bırakırdı.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, İlm 11, (3663)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Alkame İbnu Abdillah
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) Müslümanlar
arasında (tedavülü) caiz olan sikke (dökülmüş paraların) bir kusur olmadan
kırılmasını yasakladı.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Büyu 50, (3449)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Enes
|
Hadis
|
|
Bir adam Resulullah (sa)'a
gelerek: "Hayvanımı bağlayarak mı yoksa serbest bırakarak mı Allah'a
tevekkül edeyim?" diye sormuştu. Ona: "Bağla ve tevekkül et!"
buyurdu.
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Kıyamet 61, (2519)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbrahim Nehai
|
Hadis
|
|
Dahhak İbnu Kays, Mesruk'u
işçi olarak kullanmak istemişti. Umare tu'bnu Ukbe ona: "Hz. Osman
(ra)'ın katillerinden baki kalmış bir adamı isti'mal mi edeceksin?"
dedi. Mesruk rahimehullah da ona: "Abdullah İbnu Mes'ud (ra) bana
rivayet etti: "Resulullah (sa) baban Utbe'yi öldürmek istediği zaman,
(baban); "Çocuklara kim hami olacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam
da; "Ateş" buyurdular. Senin için Resulullah'ın (münasib görüp)
razı olduğuna ben de razıyım!" dedi.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Cihad 128,
(2686)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Huzeyfe
|
Hadis
|
|
Necran'ın iki sahibi Seyyid
ve Akib, Resulullah (sa)'a geldiler. Onunla mülaane yapmak istiyorlardı.
Bunlardan biri arkadaşına: "Bunu yapma! Eğer (Muhammed gerçek) bir
peygamberse ve bize lanette bulunursa biz bir daha felah bulamadığımız gibi,
bizden sonra gelecek nesiller de iflah olmazlar!" dedi. Resulullah'a
gelip: "Biz sana istediğini vereceğiz, bizimle emin birini gönder.
Bizimle emin olmayanı gönderme!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Ben sizinle gerçekten hakkıyla emin bir adam göndereceğim" buyurdu.
Bunun üzerine Resulullah'ın ashabı (bu övülen şahıs olabilmek için) ona
yaklaştı. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah, sen
kalk!" emretti. Ebu Ubeyde kalkınca, Resulullah (sa): "İşte şu, bu
ümmetin eminidir!" buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Buhari, Fedailu'l-Ashab 21,
Megazi 72, İcazetu Haberi'l-Vahid 1
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Şeytanlar için develer vardır. Şeytanlar için evler vardır.
Şeytanlara ait develere gelince, ben, onları gördüm. (Şöyle ki): Biriniz,
yedeğinde, iyi beslediği seçkin develerle (yola) çıkar, bunlardan hiçbirine
binmez. Yol esnasında yürümekten kesilmiş (bir din) kardeşine rastlar,
devesine onu da almaz (işte bu develer şeytana aittir, çünkü gösteriş ve
tefahur için beslenmiştir). Şeytana ait evlere gelince, onların, (müreffeh)
inşalar tarafından (seyahata çıkınca kullanılan ve) ipeklerle örtülmüş
kafeslerden (hevdeç) başkası olmadığını zannediyorum."
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Cihad 62, (2568)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "(Kıtlık) senesi, yağmurun yağmadığı (sene) değildir. Asıl kıtlık
senesi, yağmur bol bol yağdığı halde yerin hiç birşey bitirmediği
senedir."
|
Kaynak
|
|
Müslim, Fiten 44, (2904)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Abdillah İbni'ş-Şihhir
|
Hadis
|
|
Mutarraf İbnu Abdillah
İbni'ş-Şihhir, babasından naklen diyor ki: "Resulullah (sa) buyurdular
ki: "Ademoğlunun misali, yanibaşında doksan dokuz tane (öldürücü)
belanın bulunmasına benzer. Bu belalardan kurtulmuş olsa bile, sonunda
ölünceye kadar çekeceği düşkünlük hali yakalayacaktır."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Kader 14, (2151)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa) buyurdular
ki: "İki (büyük) nimet vardır, insanların çoğu onlar hususunda
aldanmıştır: Sıhhat. Ve boş vakit!"
|
Kaynak
|
|
Buhari, Rikak 1; Tirmizi,
Zühd 1, (2305)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Müseylime-i Kezzab,
Resulullah (sa) zamanında [Medine'ye] geldi ve: "Eğer Muhammed bu işi
(hilafeti) kendinden sonra bana bırakırsa ben ona tabi olurum" demeye
başladı. Sonra kavminden kalabalık bir cemaatle Medine'ye geldi. Resulullah
(sa) da Sabit İbnu Kays İbni Şemmas ile birlikte ona uğradı. Bu sırada
Aleyhissalatu vesselam'ın elinde bir dal parçası vardı. Arkadaşlarının
arasında oturmakta olan Müseylime'ye yaklaştı ve: "Sen benden şu parçayı
istemiş olsan dahi bunu sana vermem! Sen, Allah'ın senin hakkındaki emrini
asla tecavüz edemeyeceksin. (Şayet bana itaatten) yüz çevirecek olursan Allah
mutlaka senin hakkından gelecektir. Öyle zannediyorum ki, sen hakkında bana
ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin! [işte Sabit, bana bedel sana
cevap verecek!" buyurup, oradan ayrıldı.] İbnu Abbas der ki: "Ben,
Resulullah (sa)'ın: "öyle zannediyorum ki, sen hakkında bana ne
gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin" sözü ile neyi kastettiğini
sordum. Ebu Hureyre (ra) bana şu hususu haber verdi: "Resulullah (sa)
buyurmuştu ki: "Ben bir gün rüyamda, elimde iki altın bilezik gördüm.
Yine rüyamda onlara fazla bir ilgi göstermiştim. Allah Teala hazretleri:
"Onlara üfle!" diye vahyetti, ben de üfledim, derken uçup gittiler.
Ben bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı ile yorumladım."[Ravi,
Ubeydullah der ki]: "Bunlardan biri, San'a'nın sahibi el-Anesi, diğeri
de Yemame'nin sahibi Müseylime'dir."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Menakıb 25, Megazi
70, 71, Tevhid 29; Müslim, Rü'ya 21, (2273)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Seleme İbnu Nuaym
|
Hadis
|
|
Seleme İbnu Nuaym İbnu
Mes'ud el-Eşcai, babası (ra)'ndan anlatıyor: "Resulullah (sa)'ın,
Müseylime'nin kendisine yazdığı mektubu okuyunca, mektubu getiren iki elçiye
şöyle söylediğini işitmiştir: "Bu yazdığı meselede siz ne
diyorsunuz?" Elçiler: "Biz de onun söylediğini söyleriz!"
dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Eğer elçileri öldürmemek
kaide olmasaydı boyunlarınızı muhakkak uçururdum!" buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Cihad 166,
(2761)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
İbnu Amr İbni'l-As
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa)
beraberindekilerle Taife giderken bir kabre uğrayınca şunu söylemişti:
"Bu kabir, Ebu Riğal'in kabridir. Şu Harem mıntıkası sebebiyle (kavmine
gelen musibetten) masun kalmıştı. (Harem'den harice) çıkınca kavmini çarpan
bela onu da burada yakaladı ve buraya defnedildi. Söylediğimin delili,
altından bir dalın beraberinde gömülmüş olmasıdır. Eğer kabri açacak olsanız,
onu bulup çıkarırsınız!" Bunun üzerine halk, alelacele orayı kazıp
mezkur altın dalı çıkardı.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Haraç 41, (3088)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Muhtelif Nev'e Giren
Hadisler
|
Konu
|
|
Muhtelif Nev'de Hadisler
|
Râvi
|
|
Ali İbnu Ebi Talib
|
Hadis
|
|
Resulullah (sa)'ın son
sözü: "Namaz! Namaz! Sağ ellerinizin sahip olduğu (köleler) hakkında
Allah'tan korkun!" olmuştu.
|
Kaynak
|
|
Ebu Davud, Edeb 133,
(5156); İbnu Mace, Vesaya 1, (2698)
|
|
|
|