 |
|
Forum Serbest Kürsü |
Yazan: nazli64 Son Yazan: nazli64 (29.09.2007 18:09:41) Cevap: 0 Okunma: 7248 |
Konu Adı: Nasılda Hayatımıza Sessiz ve Sinsice Girerde............. |
 |
Yazan |
Mesaj |
 |
 |
|

|
|
nazli64 (yeni)

Mesaj Sayısı: 5
|
|
Mesaj Tarihi: 29.09.2007 18:09:41
|
|
|
|
T A G U T
Azgın, sapık, kötülük ve sapıklık önderi, zorba, şeytan, put, puthane,
kâhin, sihirbaz. Allah'ın hükümlerine sırt çeviren kişi ve kuruluşların
tümü. Arapça "Teğa" kökünden türetilmiş olup kelimenin masdarı olan
"Tuğyan" Allah Teâlâ'ya isyan etmek anlamına gelmektedir.
Allah'ın indirdiği hükümlere muhalif olan ve onların yerine geçmek üzere hükümler icad eden her varlık tağuttur.
Tağut, Allah (c.c)'a karşı isyan etmekle beraber O'nun kullarını
kendisine kul edinmek gayretinde olandır. Bu ise şeytan, papaz, dinî
veya siyasî lider veyahut da kral olabilir. Bu sebepten dolayı bir
insanın müslüman olabilmesi için tağutu reddetmesi gerekmektedir.
Tağut kelimesi aslında çoğul manâsı taşımaktadır. Çünkü Allah (c.c)'ı
inkâr eden, bir yerine birçok tağutun kulu olur. Bunlardan bir tanesi
insanı çeşitli günahlara yönelten şeytandır. Diğeri, insanı ihtiras ve
arzularının esiri kılan kendi nefsidir. Kezâ karısı, çocukları, hısım
ve akrabaları, ailesi, arkadaşları ve milleti ile siyasî ve dinî
liderleri ve hükümetleri gibi diğerleri de bulunmaktadır. Bütün bunlar
o kimse için birer tağut olur ve o kişiyi kendi arzu ve ihtiraslarına
esir etmek isterler. Bu pek çok efendilerin kulu olan kimse, tatminine
bir türlü imkân olmayan bu tağutlardan her birini ayrı ayrı memnun
etmek hayaliyle ömrünü boşa tüketir (Mevdudî, Tefhimu'l-Kur'an, Terc.
Heyet, İstanbul 1986, I, 176)
Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'de: "Andolsun ki biz her kavme "Allah'a
ibadet edin, tağuta kulluk etmekten kaçının " diye (tebliğ yapması
için) bir peygamber göndermişizdir" (en-Nahl, 16/36), "İman edenler
Allah yolunda cihad ederler, kâfirler ise tağut yolunda savaşırlar"
(en-Nisa, 4/76) ayetleriyle müminlere tağut hakkında bilgi vermekte ve
tağuta karşı takınmaları gereken tavrı açıklamaktadır. Alimler de tağut
hakkında, ayet ve hadislerden çıkardıkları deliller çerçevesinde
yaptıkları yorumlarla bu kavramı tefsir etmektedirler.
Her ne şekilde olursa olsun, insanlar tarafından konulmuş ve Allah
(c.c)'ın hükümlerine muhalefet eden hükümler "tağut" olarak
isimlendirilirler.
Allah Teâlâ (c.c) Kur'an-ı Kerîm'de; "Sana indirilen Kur'an'a ve senden
önce indirilen kitaplara iman ettik diye boş iddialarda bulunanlara
bakmaz mısın? Onlar tağutun huzurunda muhakeme olmak (hükümlerine boyun
eğmek) istiyorlar. Halbuki tağutu inkâr etmekle (tekfir etmekle,
lânetlemekle) emrolunmuşlardı. Şeytan onları uzak bir sapıklığa
saptırmak ister" (en-Nisa, 4/60) buyurmaktadır.
Zira insanları yaratan Allah Teâlâ'dan başkası, insanların nasıl idare
olunacağı hususunda ve onların sosyal yaşamlarına yönelik hükümler
koyma yetkisine sahip değildir. Çünkü hüküm koyan insan, o hükme tâbi
olmasını istediği insanlardan üstün ve herhangi bir ayrıcalığa sahip
değildir. Allah Teâlâ katında üstünlük, sadece takva iledir. Nitekim
Kur'an-ı Kerim'de Allah Teâlâ; "Şüphesiz ki sizin Allah katında en
şerefliniz, takvaca en ileri olanınızdır" (el-Hucurat, 49/13)
buyurmaktadır.
Kendisinde böyle yetkiler gördükten sonra, Allah Teâlâ'nın
indirdikleriyle hükmetmeyip, heva ve hevesleri doğrultusunda hükümler
koyanlar aynı zamanda "ilahlık" iddiası içindedirler. Dolayısıyla Allah
Teâlâ'nın hükümleri dışında hüküm koyanlar ve o hükümlere tâbi olanlar
da, tevhid akîdesinin dışına çıkıp kâfir olurlar. Allah Teâlâ Kur'an-ı
Kerim'de: "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar,
kâfirlerdir." (el-Maide, 5/44) buyurmaktadır.
Tağutların hükümlerine göre yönetilen beldeler "Dâr'ul-Harp"
durumundadırlar. Tağutun hüküm sürdüğü beldelerde yaşayan bütün
müminlerin, din Allah'ın oluncaya, Allah'ın indirdikleriyle
hükmedilinceye kadar cihad etmeleri farzdır. Bu cihaddan kaçıp, tağutun
hükmüne razı olanlar ise, ister bilerek, ister bilmeyerek yapsın, kâfir
olma durumundadırlar. Allah Teâlâ (c.c) bu hususta; "İman edenler Allah
yolunda cihad ederler, küfredenler ise tağut yolunda savaşırlar"
(en-Nisa, 4/76) buyurmakta ve müminin tağut karşısındaki yerini
belirlemektedir.
Allah Teâlâ, Âdem (a.s)'dan, Resulullah'a (s.a.v) kadar bütün
peygamberleri, insanları Tevhid'e, yani Allah'ın varlığına ve
birliğine, ortağı olmadığına inanmaya; O'nun koyduğu hükümleri
kabullenmeyerek kendi heva ve heveslerine göre hüküm koyma isteğinde
olan "tağut"a karşı savaşmaya ve tağut kapsamına giren her şeye kulluk
etmekten kaçınmaya çağırmaları için göndermiştir.
Nitekim Allah Teâlâ bu hususta; Andolsun ki biz her kavme, "Allah'a
ibadet edin, tağuta kulluk etmekten kaçının" diye (tebliğ yapması için)
bir peygamber göndermişizdir" (en-Nahl, 16/36) buyurmaktadır.
Günümüzde de heva ve hevesleriyle hükümler koyan ve o hükümleri
insanlara dayatan meclisler, hükümetler, devletler vb. gibi kurum ve
kuruluşlar da bu tağutlardandır.
Gelen peygamberler, gönderildikleri kavimleri tevhid'e çağırdılar.
Tapmaya devam edegeldikleri putlarının kendilerine ne bir fayda, ne de
bir zarar veremeyeceklerini açıkladılar. Ancak pek azı müstesna olmak
üzere, çoğunluğu peygamberleri yalanladılar, hatta öldürdüler. Allah
Teâlâ'ya yönelecekleri yerde, atalarından devraldıklarını ileri
sürdükleri tağuta yöneldiler. Allah Teâlâ bu inkârcı kavimler hakkında;
"Onlara: «Allah'in indirdiğine uyun.» denildiğinde, «Hayır, atalarımızı
neyin üzerinde bulduksa ona uyarız.» dediler. Ya ataları birseye akıl
erdirememiş ve doğruyu seçememiş idiyseler? (Bakara 170)" buyurmakta ve
nasıl bir çıkmazda olduklarını açıkça gözler önüne sermektedir.
Tağutların devri kapanmış değildir. Peygamber bulunsun veya bulunmasın,
her dönemde tağutlar varlıklarını korumuşlardır. Tağut, sadece eski
kavimlerde ortaya çıkıp yaşama imkânı bulan bir güç değildir. Tağut,
bugün de müslümanın en büyük düşmanıdır. Tağut, devlet sistemlerini,
ahlâki değerleri ele geçirmiş ve onları müslümana zarar verecek bir
hale dönüştürmüştür. Kısaca tağut, müslümanı dört yanından kuşatmış
bulunmakta ve müslümana hayat hakkı tanımamaktadır.
Müslüman Allah'ın hükümleri doğrultusunda yaşamak, O'nun koyduğu
hükümler dışında konulan bütün hükümleri reddetmek, İlâhlık taslayan
bütün güçleri yok etmek için çalışmakla mükelleftir. Şu bir gerçektir
ki, Allah (c.c)'a iman edenler, O'nun yolunda tağutla savaşmak
zorundadırlar. Çünkü tağut bir mümin için her şey demek olan imanını
çiğnemek, ona hayat hakkı vermemek ve Allah'ın hükümlerini iptal edip,
kendi heva ve hevesleri doğrultusunda hükümler koymak amacındadır.
Nitekim Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'de; "İman edenler Allah yolunda
cihat ederler, küfredenler ise tağut yolunda savaşırlar" (en-Nisa, 4/76)
Resulullah (s.a.v) de tağut hakkında bir hadis-i şerifinde; "Her kim
(tağuta karşı) cihad etmeden ve onunla mücadele (ederek Hakk'ı hakim
kılma) arzusunu ruhunda duymadan ölürse, nifaktan bir şube üzerinde
ölür" buyurmaktadırlar." (Muhtasar Sahih-i Müs-lim, Hafız Münzirî, Hd.
No: 103)
Bu ayet ve hadis, bir müminin tağuta karşı takınması gereken tavrı en anlaşılır şekilde ortaya koymaktadır.
Bir mü'min, tağutu, yani Allah Teâlâ'nın emirleri ve yasakları ile
çatışan nefsini, diğer şahısları, önderleri, rejimleri ve ilkeleri red
etmedikçe, hakimiyetin yalnız Allah'a ve O'nun düzeni olan İslâm
nizamına ait olduğunu kabullenmedikçe imanın sembolü olan tevhid
kulpuna yapışamaz. Allah Teâlâ bu konuda da şöyle buyurmaktadır: "Dinde
zorlama yoktur. Hakikat, iman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır. Artık
kim tağutu inkâr edip de Allah'a (O'nun kanunlarına) iman ederse,
muhakkak ki kopması (mümkün) olmayan en sağlam kulpa sarılmıştır. Allah
işiten ve bilendir." (Bakara, 2/256)
Dolayısıyla insanlar için iki yol vardır. Birincisi: Allahu Teâlâ
(c.c)'ya iman etmek ve her türlü ilişkileri (hayatını) İslâm'ın
hükümlerine göre değerlendirmek; ikincisi, tağuta kalben teslim olmak
(iman etmek) suretiyle hevâ ve heveslerine göre yaşamak!..
Allahü Teâlâ'nın hükümlerini bir kenara bırakarak, Tağut'un huzurunda
muhakeme olmak ve onun hükümlerine boyun eğmek, küfrü tercih etmek
demektir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Sana indirilen Kur'an'a ve senden
önce indirilen kitaplara iman ettik diye, boş iddialarda bulunanlara
bakmaz mısın? Onlar Tagut'un huzurunda muhakeme olmak (hükümlerine
boyun eğmek) istiyorlar. Halbuki Tağut'u inkâr etmekle (tekfir etmekle,
lânetlemekle) emrolunmuşlardı" (en-Nisa 4/60) buyurulmuştur.
Tağutî güçler; Allahu Teâlâ'nın arzında, O'nun hükümlerine karşı
tuğyan eden ve insanların üzerinde ilâhlık iddiasında bulunan
otoritelerdir. Bunlarla sürekli olarak savaşmak farzdır. Bununla ilgili
olarak, "İman edenler; Allah Teâlâ'nın yolunda cihat ederler.
Küfredenler ise, Tağut yolunda savaşırlar. Öyle ise; şeytanın
dostlarıyla (Tagut güçlerle) savaşınız. Şüphesiz ki, şeytanın
hilekârlığı zayıftır" (en-Nisa, 4/7
İslâm dininin hükümlerini inkâr eden bütün ideolojiler Tağut
hükmündedir. Kur'an-ı Kerim'de; "Allah, iman edenlerin velisidir
(yardımcısıdır). Onları karanlıktan (kurtarıp) nura çıkarır.
Küfreden-lerin velisi ise Tağut'tur. O da kendilerini nurdan (ayırıp)
karanlıklara çıkarır. Onlar (Tağut ve ona tabi olanlar) Cehennemin
arkadaşlarıdır. Onlar orada, bir daha çıkmamak üzere ebedi
kalıcıdırlar" (el-Bakara, 2/257) buyurulmuştur.
|
|
|
|
 |
|
 |
 |
 |
|
 |
|
 |
Ziyaretçi: Sitede şu anda 0 üye ve 138 misafir
olmak üzere toplam 138 kişi bulunuyor. |
İstatistikler: Bugün Tekil:1 Çoğul:1087396 Toplam:95418610 Bugün Üye:38 Dün:0 Toplam:32300 Dün Tekil:1 Çoğul:22812 |
Kim Nerede: Misafir1, Misafir2, Misafir3, Misafir4, Misafir5, Misafir6, Misafir7, Misafir8, Misafir9, Misafir10, Misafir11, Misafir12, Misafir13, Misafir14, Misafir15, Misafir16, Misafir17, Misafir18, Misafir19, Misafir20, Misafir21, Misafir22, Misafir23, Misafir24, Misafir25, Misafir26, Misafir27, Misafir28, Misafir29, Misafir30, Misafir31, Misafir32, Misafir33, Misafir34, Misafir35, Misafir36, Misafir37, Misafir38, Misafir39, Misafir40, Misafir41, Misafir42, Misafir43, Misafir44, Misafir45, Misafir46, Misafir47, Misafir48, Misafir49, Misafir50, Misafir51, Misafir52, Misafir53, Misafir54, Misafir55, Misafir56, Misafir57, Misafir58, Misafir59, Misafir60, Misafir61, Misafir62, Misafir63, Misafir64, Misafir65, Misafir66, Misafir67, Misafir68, Misafir69, Misafir70, Misafir71, Misafir72, Misafir73, Misafir74, Misafir75, Misafir76, Misafir77, Misafir78, Misafir79, Misafir80, Misafir81, Misafir82, Misafir83, Misafir84, Misafir85, Misafir86, Misafir87, Misafir88, Misafir89, Misafir90, Misafir91, Misafir92, Misafir93, Misafir94, Misafir95, Misafir96, Misafir97, Misafir98, Misafir99, Misafir100, Misafir101, Misafir102, Misafir103, Misafir104, Misafir105, Misafir106, Misafir107, Misafir108, Misafir109, Misafir110, Misafir111, Misafir112, Misafir113, Misafir114, Misafir115, Misafir116, Misafir117, Misafir118, Misafir119, Misafir120, Misafir121, Misafir122, Misafir123, Misafir124, Misafir125, Misafir126, Misafir127, Misafir128, Misafir129, Misafir130, Misafir131, Misafir132, Misafir133, Misafir134, Misafir135, Misafir136, Misafir137, Misafir138,
|
|
|