|
|
|
|
Fasıl
|
|
Tefsir Bölümü - Esbab-ı
Nüzule Dair
|
Konu
|
|
Ya-sin Suresi
|
Râvi
|
|
Enes
|
Hadis
|
|
Hz. Peygamber (sav) buyurdu
ki: "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'an'ın kalbi de Ya-Sin'dir. Kim bu
sureyi okursa, Cenab-ı Hakk, bu okuması sebebiyle kendisine, Kur'an-ı Kerim'i
-Ya-Sin hariç- on kere okumuş sevabını verir."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 7,
(2889)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Tefsir Bölümü - Esbab-ı
Nüzule Dair
|
Konu
|
|
Ya-sin Suresi
|
Râvi
|
|
Ebu Saidi'l-Hudri
|
Hadis
|
|
Beni Seleme Medine'nin
uzakça bir kenarında meskun idi. Mescid-i Nebevinin yakınlarına taşınmak
istediler. Bunun üzerine şu mealdeki ayet indi: "Şüphesiz ölüleri
dirilten, işlediklerini ve eserlerini yazan biziz. Herşeyi apaçık bir kitapta
saymışızdır" (Ya-Sin, 11). Resulullah (sav): "Ayak izleriniz (sevap
olarak) yazılıyor" dedi. Yerlerinde kaldılar.
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Tefsir, Ya-Sin,
(3224)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Tefsir Bölümü - Esbab-ı
Nüzule Dair
|
Konu
|
|
Ya-sin Suresi
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
Antakya şehrinde
firavunlardan bir firavun vardı. Allahu Teala Hazretleri ora halkına elçiler
gönderdi. Bunlar üç kişiydiler. İkisi önce geldi, bunları yalanladılar. Allah
bunları bir üçüncüyle takviye etti. Elçiler, onları hakka çağırıp, emredilen
şeyleri açıklayıp, dinlerinin batıl olduğunu söyledikleri vakit;
peygamberlere: "Biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık, vazgeçmezseniz
sizi mutlaka taşlarız. Bizden size muhakkak acıklı bir işkence de dokunur
dediler. Peygamberler de: "Sizin uğursuzluğunuz (musibetleriniz)",
dediler, "kendi beraberinizdedir. Size nasihat edilirse mi? Hayır, siz
haddi aşıp taşanlar güruhusunuz." (Ya-Sin 18-19). (Rezin ilavesidir. Bu
manada bir rivayet Taberi Tefsirinde gelmiştir (22, 101))
|
Kaynak
|
|
Rezin
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Tefsir Bölümü - Esbab-ı
Nüzule Dair
|
Konu
|
|
Ya-sin Suresi
|
Râvi
|
|
İbnu Abbas
|
Hadis
|
|
"O şehrin en uç,
(kenar)ından koşarak bir adam geldi: Ey kavmim, dedi, uyun o gönderilmiş
olanlara; uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kimselere. Onlar hidayete
ermiş (zatlar)dır. Ben beni yaratana neden kulluk etmiyecekmişim? Siz
(hepiniz) ancak ona döndürülüp götürüleceksiniz. Ben O'ndan başka tanrılar
edinir miyim? Eğer O çok esirgeyici (Allah), bana bir zarar (yapmak) isterse
onların (iddia ettiğiniz) şefaati bana hiçbir faide vermez. Onlar beni asla
kurtaramazlar. Şüphesiz ben o takdirde mutlak apaçık bir sapıklık içindeyim
(demek)dir. Gerçek, ben Rabbinize iman ettim. İşte bunu benden duyun. (Ona):
Gir cennete, denildi. (O da): N'olurdu dedi, kavmim bilselerdi, Rabbimin beni
bağışladığını, beni (cennetle ikram) edilenlerden kıldığını." Ya-Sin,
20-27) mealindeki ayetler hakkında şu açıklamada bulundu: "Bu zat
hayatında da, ölümünde de kavmine nasihatta bulundu." (Rezin ilavesidir,
kaynağı bulunamamıştır.)
|
Kaynak
|
|
Rezin
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Tefsir Bölümü - Esbab-ı
Nüzule Dair
|
Konu
|
|
Ya-sin Suresi
|
Râvi
|
|
Ebu Zerr
|
Hadis
|
|
Ben Resulullah (sav) ile
birlikte, mescidde idim, o sırada güneş batıyordu. Bana: "Ey Ebu Zerr,
biliyor musun güneş nereye gidiyor?" diye sordu. "Allah ve Resulü,
daha iyi bilir" dedim. "Arşın altında secde etmeye gidiyor. (Secde
için önce) izin ister. Kendisine izin verilir. Secde ettiği halde kendisinden
bunun kabul edilmeyeceği zaman yakındır. O zaman izin ister fakat verilmez,
kendisine: Geldiğin yere dön ve battığın yerden doğ, denir, işte bunu şu ayet
ifade etmektedir: "Güneş de (ilahi bir ayettir ki) müstekarrına
(duracağı zamana) kadar cereyan etmektedir..." (Ya-Sin, 38). Resulullah
(sav) ilave etti: "Bu (durma hadisesi) ne zamandır, bilir misin? Bu,
kişiye imanının fayda vermeyeceği, artık inançsız hale geldiği
zamandır."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Tefsir, Ya-sin 1,
Bed'ü'l-halk 4, Tevhid 22, 23; Müslim, İman 250 (159); Tirmizi, Tefsir,
Yasin, (3226)
|
|
|
|
|
Önceki Konu
Sonraki Konu
Sayfa Başı |
|