|
|
|
Fasıl
|
|
Yalan Bölümü
|
Konu
|
|
Yalanın Mübah Olduğu Yerler
|
Râvi
|
|
Esma Bintu Yezid
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "Ey insanlar! Pervanenin ateşe atılması gibi sizi yalanın peşine
düşmeye sevkeden şey nedir? Halbuki, üç yer hariç yalanın her çeşidi
ademoğluna haramdır: Bu üç yere gelince: 1) Erkeğin, rızasını sağlamak için
hanımına yalanı, 2) Harpte söylenecek yalan. Çünkü harp bir hileden
ibarettir. 3) İki Müslümanın arasında sulhu sağlamak kasdiyla söylenen
yalan."
|
Kaynak
|
|
Tirmizi, Birr 26, (1940)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Yalan Bölümü
|
Konu
|
|
Yalanın Mübah Olduğu Yerler
|
Râvi
|
|
Ümmü Külsüm Bintu Ukbe
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav)'ı işittim,
diyordu ki: "İki kişinin arasını düzelten, hayır söyleyip, hayır tebliğ
eden kimse yalancı değildir."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Sulh 2; Müslim,
Birr 101, (2605); Ebu Davud, Edeb 58, (4921); Tirmizi, Birr 26, (1939)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Yalan Bölümü
|
Konu
|
|
Yalanın Mübah Olduğu Yerler
|
Râvi
|
|
Safvan İbnu Süleym ez-Zühn
|
Hadis
|
|
Bir adam: "Ey Allah'ın
Resulü! Ben karıma yalan söyleyeyim mi?" demişti. Aleyhissalatu vesselam
: "Yalanda hayır yoktur" buyurdular. Adam: "Vaadde bulunmama,
lehinde söylememe ne dersiniz?" diye tekrar sordu: Aleyhissalatu vesselam
da: "Öyleyse sana bir vebal yok!" buyurdular.
|
Kaynak
|
|
Muvatta, Kelam 18, (2, 990)
|
|
|
|
|
|
|
|
Fasıl
|
|
Yalan Bölümü
|
Konu
|
|
Yalanın Mübah Olduğu Yerler
|
Râvi
|
|
Ebu Hureyre
|
Hadis
|
|
Resulullah (sav) buyurdular
ki: "İbrahim aleyhisselam sadece üç yalan söylemiştir: Bunlardan ikisi
Allah'ın zatıyla ilgili; biri ... sözüdür; diğeri de ... sözüdür. Bir tanesi
de zevce-i pakleri Sare Hatun hakkındadır. Hz. İbrahim zalim birinin diyarına
(Mısır'a) beraberinde Sare de olduğu halde gelmişti. Sare güzel bir kadındı.
Sare'ye: "Bu cebbar herif, bilirse ki sen karımsın, senin için bana
galebe çalar. Eğer sana soracak olursa, kızkardeşin olduğunu söyle! Çünkü
sen, zaten İslam yönünden kardeşimsin, din kardeşiyiz. Ben yeryüzünde senden
ve benden başka bir Müslüman bilmiyorum" dedi. Bunlar zalim kralın
memleketine girince, adamlarından biri bunları gördü. Hemen gidip:
"Senin memleketine öyle güzel bir kadın girdi ki, sizden başkasının olması
münasib değildir" dedi. Kral derhal adamlar gönderip, Sare'yi yanına
getirtti. Hz. İbrahim namaza durdu. Sare adamın yanına girince, kral (onu
ayakta karşıladı, fakat) elini ona uzatamadı. Eli şiddetli şekilde tutuldu.
Sare'ye: "Elimi salması için Allah'a dua et! Sana zarar
vermeyeceğim!" dedi. Sare de dediğini yaptı. Ama kral tekrar Sare'ye
sataşmak istedi. Eli, öncekinden daha şiddetli tutulup kaldı. Sare'ye aynı
şekilde ricada bulundu. O da kabul etti. (Adam normal hale dönünce tekrar)
sataşmak istedi. Eli önceki iki seferden daha şiddetli şekilde tutuldu.
Sare'ye yine: "Allah'a dua et, elimi salsın, sana zarar
vermeyeceğim!" diye rica etti. Sare dua etti, adamın elleri açıldı. Kral
kadını getiren adamı çağırdı ve ona: "Sen bana ihsan değil bir şeytan
getirmişsin. Bunu diyarımdan çıkar!" dedi. Sare'ye Hacer'i bağış olarak
verdi. Sare yürüyerek geldi, İbrahim onu görünce: "Nasılsın, ne
haber?" dedi. Sare: "Hayır var! Allah cebbarın elini tuttu ve
(bana) bir hadim verdi!" dedi." Hz. Ebu Hureyre (ra) der ki:
"Ey sema suyunun oğulları! Bu kadın (Hacer) sizin annenizdir."
|
Kaynak
|
|
Buhari, Enbiya 9, Büyu 100,
Hibe 36, Nikah 12, İkrah 6; Müslim, Fezail 154, (2371); Ebu Davud, Talak 16,
(2212); Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3165)
|
|
|
|
|